Müze gezerken neden galoş giyiyoruz ki?

Söyleşi: Fahri Sarrafoğlu

Topkapı Sarayı, Dolmabahçe Sarayına ya da bazı müzeleri gezerken hiç dikkatini çekiyor mu? Size kapıda ne diyorlar? Fotoğraf çekimi yasaktır. Ve ya ayağınıza galoş giydiriyorlar, değil mi? Neden acaba bunları mutlaka bir neyi var? Sebebi var. Dikkat etmemiz lazım ki müzedeki eserlerimiz, diğer bizden sonraki gelecek olan nesillere devam etsin. İşte o kadar önemli ki bunu toz deyip de geçmeyelim. Değerli bir konuğumuz var. Bizim aslında küçük gördüğümüz fakat şimdi biraz sonra işin uzmanından dinleyeceğiz. Ne kadar önemli olduğunu anlayacağız.  Şahin İplikçi Hocamız ile müzelerdeki flaş ve toz konusunu konuştuk. İşte detaylar:

KORUMAK RESTORE ETMEKTEN DAHA KOLAY

Şahin İplikçi hocamız. Merhaba. Değerli hocam Erkam radyodayız. İstanbul’un sırları programında sizde bugün Toz üzerine konuşacağız. Toz’un zararları ama vücuda değil. Eserlere zarar üzerine konuşacağız inşallah. Hocam kendinize bir kısa tanıtabilir misiniz? Kendi ağzınızdan dinleyelim.

Efendim ben Yangın ve Yangın Çıkış sebepleri konusunda uzmanım. Bir müddet İstanbul Teknik Üniversitesi’nde depremlerim isteğinde öğretim görevli sol olarak çalıştım. Şu anda da Üsküdar Üniversitesi’nde görevliyim. Bu konularla ilgileniyorum.

Sizin geçtiğimiz günlerde bir konferans vardı. Orada bir konuşmanızı dinledim ve özellikle altını çiziyoruz ki toz’un ne kadar zararlı olduğunu anlattınız. Bu konuda bizlere bilgi verebilir misiniz?

Şimdi Yangın ve Patlama Çıkış sebepleri bir çok parametrelere bağlı. Çok  çeşitli ama bunlar içerisinde özellikle baste eksploşun ya da Porte’r eksploşun diyoruz. İngilizce buna toz veya pudra patlaması şeklinde görüyoruz. Ancak bilinmeyen ve üzerinde durulmayan konu toz patlamaları. Toz da zamana bağlı olarak çeşitli işletmelerde ya da hiç hareket olmayan yerlerde zamana bağlı olarak gelişmekte ve ufak bir kıvılcımla aynı bir patlama reaksiyonu meydana geliyor ve insanlar üzerinde şaşkınlık yaratıyor. Teknik olarak şöyle söyleyebilirim. Örneğin 400 yirmi mikron ve altı olan toz partiküllerin aynı ateşlenme yani elektrik kıvılcımıyla tetiklenmesiyle oluşur ve burada yüksek ısı meydana gelir. Patlama hızlı sekiz yüz elli metre bölü saniye hızındadır. 700 – bin iki yüz santigrat dereceye ulaşır. Bu Amerika’daki NFP’a senderilere eş değerdir.

O zaman biz bilmeden flaşla foto çektiğimiz zaman aslında eserden önce yangına sebebiyet veriyoruz.

Şöyle söyleyebiliriz özellikle ülkemizde genelde gıda ahşap metal plastik kömür kâğıt gibi konuları içeren tesislerde toz patlamaları sıklıkla görülür. Hele hele tarihi yerler çatılarda. Çatı altlarında zamana bağlı toz birikmekte bunlar bir anda patlamaya bilir. Ancak herhangi bir tamir. Bakın sırasında ateş kaynağı oluştuğundan elektrik kontağı da ateş kaynağı aynı patlama olabiliyor ve yanmayı hızlandırıyor. İşte örneğin haydar paşa yangını.

HAYDAR PAŞA GARI YANGININA SEBEP BİRİKMİŞ TOZ YÜZÜNDEN

Onu biraz anlatalım hocam. Evet Haydar Paşa yangın aslında neyden çıktı?

Dikkatsizlik tedbirsizlik sorucu tamir aşaması sarasında şalmayla çalışma yapılırken kıvılcım oluşuyor. Ancak altta 80-90 yıl yani çatı aslında ki o biriken toz. 80-90 yıl hiç el sürülmemiş. Tarih eser olduğu için bolca toz birikmiş oraya ve temizlenmemiş ve bu durumda ne oluyor? Yani bir kıvılcımla patlama şeklinde yanma meydana geliyor. İşte bunun için özellikle iş yerlerinde ben bu tür ortamlarda zaman zaman özel makinalarla ya da aparatlarla bu tozların alınması temizlenmesi sağlıklı olur.

Başka bir şey daha var şimdi aklıma geldi siz konuşurken Fatih de İstanbul İl Milli Eğitim binası da eski tarihi bina. O da yanmıştı, sanırım herhalde tozdan kaynaklanan neden çıktı?

Evet şöyle tarif ederiz. Tehlikeli atmosfer toz yoğunluğu aklında parlama ve ardından patlama ile yangına neden olabiliyor. İşte bu açıdan çok dikkat etmemiz gerekiyor. Milli eğitimle ilgili yangın konusunda ayrıntılı bilemiyorum ama genelde bizim insanlar tarihi yerlere oldukça saygılı bir şey yapmak istemiyorlar. Yeni bir sistem konmasını pek istemezler duvarlarım aşılmasını istemezler ancak bu güvenlik önlemleri olarak bir yerde bunlara kanaat getirip yapılması gerekiyor.

TOZ TEMİZLİĞİ MUTLAKA YAPILMALI

Bu konuda bizlere düşen görevler, sorumluluklar nelerdir?

Efendim böyle yerlerde zaten gerekli tedbirler alınıyor, iş güvenliği uzmanları da var. Orada önlemler alınıyor ancak, hiç olmasa iki yılda bir üç yılda bir özel hava emici yüksek hava emici toz filitrasyonu sistemleri var. Onlarla çalışma yapılabilir, özellikle işletmelerde projelendirmede yani işletmelerken işte bu tür tarihi yerlerde bilhassa bir projelendirme yapıp ilgili birimlerin onayını aldıktan sonra havalandırma ve toz barınması zor veya temizliği kolay güzel kaplamaları yönünde teknik bir çalışma yapılabilir.

Hocam hemen tedbir alınması gereken eserlerimiz hangileridir?

Bütün tarihi binalar hepsi bunu ayırtamıyorum hepsi birbirinden kıymetli, birbirinden güzel eserlerimiz var. Burada çalışanlarımız  ve yöneticilerimiz var, bu yönde biraz daha duyarlı olursa çok daha iyi sonuçlar alırız. Yani risk kalkmış olur. Ancak burada çalışanların ben son derece çok ciddi ve çok dikkatli çalıştıklarını biliyorum. Fakat teknik bir konu özellikle toz olduğu için bu bazen de gözden kaçabiliyor.  Çünkü bu da ki çalışan kişi yangın ya da bir patlama konusunda özel bir ihtisas alarak oraya gerek gelmiyor. Normal Rutin bir çalışmadan ya da bir eğitimden geliyor. Bu bakımdan burada çalışan ya da görev yapanların özellikle bu konuda duyarlı olmasa ve bilgi gerektiğine inanıyorum. İTÜ’de Makine Fakültesi Bölümü, Deprem Mühendisliği Bölümü, var buradan da bilgi alabilirler ya da Kimya Fakültesinden de bilgi alabilirler. Bu konuda bilimsel araştırma çalışma yerlerimiz var. Bunlardan da faydalanmamız gerekiyor.

GALOŞ DEYİP GEÇMEYELİM

Hocam hemen aklıma gelen müzelerde böyle yerlerde ne yapıyorlar? Bize galoş giydiriyorlar. Galoş değil geçmeyelim. Bunun faydası nedir? 

Bizi Türk milleti olarak tarihi yerlere karşı olduğu için saygılıyızdır.  Seve, seve galoş giyerler. Bu da bizim avantajımız. Tabi dışarıda oluşan ya da dışarıdan getirdiğiniz küçük mikrop düzeyde tozlar var. Çok sayıda insan gezdiği zaman bu tozlar büyük bir yekun tutacaktır. Bu bakımdan ben o galoş giymenin yararlı olacağını,  düşünüyorum.

İnşallah. Hocam, son bir sorum olacak. Yurt dışında bulunduğunuz zaman sizde  değişik tarihi eserleri gördünüz ve  gezdiniz. Oradaki koruma şekli hassasiyet nasıl sildir? Nasıl yapılıyor?

Tarihi önem arz eden eserlerde mutlaka dikkat edilmesi gerektiği ziyaretçilere söylenir. Ve toplu değil belli sayıda gezilmesi sağlanır. Yine sen sörler var müzelerde esere yaklaşınca ötüyor ve ziyaretçiyi uyarıyor. Aslında bütün bu tedbirlerin amacı oradaki eserlerin daha da uzun ömürle olması için ve gelecek nesle bu eserlerin ulaşması içindir.

MÜZELERDE FLAŞ KULLANIRKEN DİKKAT ! 

Sevgili dinleyicilerimiz müzelerde bir başka konu daha var.  Flaşlı fotoğraf çekimi. Bir flaştan ne olacak demeyin. Prof. Dr. Alpaslan  Hamdi Kuzucuoğlu’nun toplantısını katıldım. Kendileri orada diyor ki bir tek fotoğraftan çıkan flaş o eserin bir yıllık enerjisine bedelmiş. Yani o kadar bir enerji alıyor, üzerine zarar veriyor. Sadece bir kişinin bir pat yapıyorsunuz, düşünün müzedeki o karanlık yeri de ki flaş hatta derler ki flaşsiz çekelim. Tamam flaşsız çekin. Ama flaşlı çektiğiniz zaman neden esere zarar veriyor. Özellikle işte hırkayı şerif cami, beyler beyi sarayı da onu bahçede gidiyorsunuz oradaki eserler, ahşap eserler ya da alçıdan yapılmış o güzel süslemelere flaş zarar veriyor. İşte onun için müzelere gittiğimiz zaman ayağımıza galoş giyelim, bunlara dikkat edelim. İkincisi de fotoğraf çekerken, flaşsız, hiç olmazsa kullanmaya gayret gösterelim, bu eserlerimizle sahip çıkalım.


ESERLER NEDEN DEVAMLI SERGİLENMİYOR 

Bazı müzelerde görüyoruz, tabi yurt dışında oluyor bu. Bir eseri görüyorsunuz üç ay sergileniyor, ondan sonra kalkıyor. Başka eseri görüyorsunuz geliyor. Neden bu eserler kalkıyor dediğimiz zaman, Hocamız diyor ki eserin zedelenmemesi zarar görmemesi için. Yani bizdeki gidin mesela müzeye, Dolmabahçe Sarayına ya da Topkapı Sarayına gidi. Bir eser,  bir vazo orada,  o yıllarca duruyor. Hayır, batı da diyor müzelerde bunlar kalkılıyor, temizliği yapılıyor, dengede durması sağlanıyor, ondan sonra üç ay sonra, alt ay sonra geri tekrar konuyor.
Hem müze gezin diyoruz, hem müze gezerken de müzenin tabi adabı var, müze de uyulması gereken, kurallar var, bunlara dikkat etmemiz lazım. Yaydığı zararlı ışınlarla tarihi eserlere zarar verilecek olan fotoğraf çekerken flaş kullanmayalım. Esere dokunmayalım, her birimizin bir parmak izi esere değse o eser ne kadar zarar görür. Özellikle bazen giderken işte eserle gidiyoruz, kalabalık öğrenciler gidiyor ya da kalabalık ekiple ailecek gidiyorlar, kendi aralarını konuşmalar, şakalaşmalar, bu dünlerde müzenin ahenkini uyumunu bozuyor efendim. Yine sergi içerisinde görüyoruz müze gezerken, iyi biçmeler, bu da bir saygı, bu da bir saygı, buna da ne yapalım, dikkat edelim sevgili dinleyiciler.

MERAKLISINA NOT:
Flaş, ortamın fotoğraf çekmek için yeterince aydınlık olmadığı durumlarda sahnenin çok kısa bir süre için uygun aydınlık seviyesine getirilmesini sağlayan cihazlardır. Flaş ışığının milisaniye ölçeğinde yani saniyenin binde biri kadar kısa sürede ürettiği yoğun ışık sayesinde ortam geçici olarak aydınlatılır. Ancak flaş ışığının yoğunluğu çok yüksek olduğu için flaşlı fotoğraf çekmek, ışığa duyarlı malzemelerin -örneğin boya pigmentlerinin- kimyasal yapısının bozulmasına sebep olabilir. Bu durumda sanat eserlerinin renkleri solabilir, üzerlerinde küçük çatlaklar ve dalgalanmalar oluşabilir.