Bilimle tasavvufu sevdiren mühendis !

Fahri Sarrafoğlu(İstanbul Seyyahı)

Ahmet yüksel Özemre ilk Türk atom mühendisi olarak tanıdığım ama aslında sadece mühendis ya da bir bilim insanı değil, gerçekten tasavvufu da özünü kavramış ve hayatına yaşamaya gayret eden hem bilim, hem de tasavvuf ehli bir insandı. Ahmet yüksel Özemre‘i tasavvuf boyutuyla tanımak isteyenlerin aslında onu fiziki olarak atom mühendisi olduğu perdenin arkasında görmek için doğru soruyu sora bilmesi gerekirdi. Öğrencilere yaptığı toplantılarda söylediği yaşadığının dışında bir şey değildi beni en çok etkileyen bilim insanı ve tasavvuf insanının aynı bedende birleşebilmesidir

BİLGİ SİZE EMANETTİR
Profesör Doktor Ahmet Yüksel Özemre ile ilk defa 1990 yılında İstanbul’a geldiğimde Türkiye gazetesinde çalışırken tanıdım kendisini.  Cuma namazlarında, Merhum Enver Ören’le birlikte İnsan Kainat Dergisine gelirdi.  Sonra aradan yıllar geçti kendisiyle bir vesileyle tanıştık İstanbul üzerine ve beni kırmadı birkaç toplantıya tevazu göstererek katıldı.  Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı’nın Zeytinburnu’ndaki Vefa Yurdumuza gelerek öğrencilerle bilim üzerine sohbet etti. Bilimi neden sevdirmeliyiz, bilim neden önemli,  diye çok güzel bir sunum yapmıştı. Merhum Ahmet Yüksel Özemre vefatından beş ay önce 2005 yılında bize şunu söylemişti: “Gençler merak duygunuzu hızlandırın ne kadar çok merak ederseniz o kadar çok size bilgi verilir. Gelen bilgiyi de sakın tıpkı kütüphaneye konulan kitap gibi ya da tepeye konulan bir eşya gibi değil, kullanmak üzere alın. Aldığınız bilgileri de tıpkı kitapları etiketler gibi etiketleyin, dosyalayın ki beyin onu saklar, unutmaz zamanı geldiğinde size geri verir. Yani bilgiyi kullanmak üzere alın. Bilgi sizde ödünçtür, onu kullanmak üzere alın ve kullanın. Ama kullanmıyorsanız veya unuttuysanız o bilgi sizden uçar gider. Eğer bilgi size lazım değilse veya bilgiyi kullanabilecek durumda değilseniz onu lazım olacak olan birine iletin. Her bilgi sizin değildir. Size ulaşmış olabilir ama emanettir.  Ehline yani ulaşılması gereken kişiye gönderilecek bir emanettir. Sevgili gençler kitap okuyun ama her kitabı değil kitabı koklayarak bakarak ve insanlara nasıl faydam olur diyerek okuyun.”

İSTANBUL VE AHMET YÜKSEL ÖZEMRE
 Evet Ahmet Yüksel Özemre ile özel konuşmamızda da şunu söylemişti, bu kardeşinize. Sayın Hocam, İstanbul’da yüksek binalar artıyor, İstanbul’un kadim güzelliği bozuluyor. Ne yapmak lazım? Hocamız, kendisi de İstanbul aşığı ve Üsküdar sevdalısı bir gönül dostu. Ve şu güzel cevabı verdi: “Evet artıyor, gökdelenler, binalar, birtakım şeyler değişiyor. Fakat esas olan İstanbul’un ruhunu koruyor muyuz o önemli. İstanbul’un dışını değiştirebilirler, binaları değiştirebilirler fakat şükür ki İstanbul’un kadim bir ruhu var o ruhu İşte değiştiremezler. Çocuklar bize düşen  o ruhu korumamız lazım. Sen de dedi Fahri Sarrafoğlu insanlara bu ruhu anlat bu ruhu gönder.”

ALLAH RAHMET EYLESİN !

2005 YILINDAN GÜNÜMÜZE MESAJI

Efsâne kültürü (!) kendisine ulaşan n her haberi ve her mesajı koyun teslimiyetiyle kabul edenleri aşağılayan  çıkarcı ve sahte bir kültürdür. Bugünkü mevzuatın buna karı koruyucu tedbirler ve müeyyideler vaz etmesi imkân dâhilinde görülmemektedir. Bu durumda halkın bu sahte kültürün tasallutundan kendini koruması, gene kendi öz millî kültürünün bilincine sahip olmasıyla mümkün olacaktır.”

Ahmet Yüksel Özemre Kimdir?

Ahmed Yüksel Özemre, 1935’de Üsküdar’da doğdu. 1954 yılında Galatasaray Lisesi’nden, 1957’de İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik-Fizik Bölümü’nden ve 1958’de de Fransa Nükleer Bilimler ve Teknoloji Millî Enstitüsü’nden mezun oldu.

Türkiye’nin ilk Atom Mühendisi’dir. 1969 yılında profesör olan Özemre İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Teorik Fizik Kürsüsü ve Matematiksel Fizik Anabilim Dalı başkanlıklarını 11 yıl yürüttükten sonra 1984’de kendi isteğiyle emekliye ayrıldı.
Detaylar için:

https://ozemre.com/ahmed-yuksel-ozemrenin-biyografisi