İstanbul’u tepeden seyreden en eski tarihi eser

 (İstanbul’un Sırları: 467) 

İstanbul ilk kurulduğundan bu yana olduğu gibi İstanbul’u tepeden seyreden bir eser var: Bozdoğan Kemeri. İstanbul’un en eski eserlerinden biri olan Bozdoğan Kemeri, Geç Roma ve Bizans devirlerinde şehrin su ihtiyacının karşılanmasına yardım etmiş ve bütün Osmanlı devri boyunca da Türk su şebekesinin bir parçası olarak bu hizmetini sürdürmüştür; bunun için de devamlı bakım gördü.  Zamanla kemerin bir kısmı yıkılmış, bir kısmı yola gitmiş ama kalan parçalar ile hala ayakta kalmaya devam ediyor. İstanbul’a ilk geldiğimde kemer üstünde yürüyen insanlar görünce çok şaşırmıştım. Bugünde zaman zaman çıkanlar var ama sakın ha tavsiye etmem.  Evet, Bozdogan Kemeri ile ilgili şu bilgilere ulaştık bizde:

 

BİZANS SARAYINA VE TOPKAPI SARAYINA SU TAŞIYORDU
Cumhuriyet döneminde ve günümüzde de halen zaman zaman restorasyon çalışmaları yapılmaktadır. Bozdoğan Kemeri, M.S 378’de yaptırılan Belgrad Ormanı ve civarındaki su kaynaklarından İstanbul içine suyun getirilmesi için yapılan su kanallarının bir bölümünü oluşturuyor. Fatih’ten Unkapanı’na veya tersi istikamette giderken altından geçiyoruz. İstanbul’un fethinden sonra Eski Saray ve Topkapı Sarayı’na su taşımak için kullanılıyordu. İki sıra kemerden oluşan köprü yapıldığında 1 kilometre uzunluktayken bugün 800 metrelik bir bölümü ayakta kalabildi.

YEDİ TEPE ÜZERİNDE BİR PIRLANTI GİBİ DURUYOR
Bozdoğan Kemeri, şehrin üçüncü ve dördüncü tepeleri olan Fatih ile Beyazıt arasındaki çukur sahada uzanıyor ve dışarıdan gelen suyun Beyazıt’taki başhavuza akmasını sağlıyordu. İlk yapılışı hakkındaki bilgiler kesin değildir. Roma İmparatoru Hadrianus zamanında 123 yılına doğru İstanbul’da birtakım su tesislerinin yapıldığı bilinmekte, fakat Bozdoğan Kemeri’nin bunlarla ne derecede ilgili olduğu açık şekilde anlaşılmamaktadır. I. Konstantinos tarafından şehir 300’de yeniden kurulduktan sonra tesisler de yenilenmiştir. Genellikle kemerin Valens (364-378) tarafından yaptırıldığı kabul edilir ve bu sebeple “Valens su kemeri” adıyla da anılır.

Bizans’ın son yıllarında kemerin etrafındaki bağ ve bahçelerin sulanmasına yardımcı olduğu, 1403’te İstanbul’dan geçen İspanyol elçisi Don Ruy Gonzáles de Clavijo’nun seyahatnâmesinden öğrenilmektedir.

FETİHDEN SONRA KORUNMAYA ALINDI
Fetihten sonra şehrin su sıkıntısı içinde olduğunu gören Fâtih Sultan Mehmed’in acele bir su şebekesi ihya ettirdiği ve bu arada Bozdoğan Kemeri’nin de devreye girdiği anlaşılmaktadır

  1. Bayezid (1481-1512) ve Kanûnî Sultan Süleyman (1520-1566) zamanlarında yapılan su tesislerinde de Bozdoğan Kemeri üzerinden yeni su yolları (Halkalı suyu) geçirilmiştir.

1509 DEPREMİNDE BİR KISMI YIKILIYOR
Bozdoğan Kemerinin bir  kısmın büyük bir depremde, muhtemelen “kıyâmet-i suğrâ” denilen 1509 yılı depreminde yıkıldığı 1607 tarihli bir su yolu haritasından öğrenilmektedir. Bu haritaya dayanarak kemerin Türk devrinde aldığı Bozdoğan adının bu yıkılma ile ilgili olduğu ve haritada görülen Bozulgan Kemer adının zamanla Bozdoğan Kemeri şekline dönüştüğü ileri sürülmektedir. Bu yıkılma sonunda Şehzadebaşı-Vefa bölgesinde bir süre su toplandığından bir gölcük meydana gelmiş ve buna “büyük batak” denilmiştir. İlk Kırkçeşme sularının şehre getirilmesine yardımcı olan kemer Süleymaniye su yolu yapıldığında (964/1556-57) bu şebekeye hizmet etmiş ve bilhassa Sarây-ı Âmire’nin suyunun nakline yaramıştır.

SULTAN 2.MUSTAFA’DAN KALAN HATIRA
Kemerin en ilginç hatıralarından biri, 1696-1697 arasında Sultan 2. Mustafa’nın emri
ile yapılan onarımın kitabesidir. Bu onarım Unkapanı yönünde 44. ve 45. kemerler
arasında (Reşat Nuri Güntekin Sahnesi’nin önünde) kalan 6 satırlık bir kitabede
anlatılıyor. Sultan, Edirne’de tahta çıkmış ve 1695-1703 arasında kısa süreli birkaç
ziyaret dışında 8.5 yıl boyunca İstanbul’a gelmemişti. Ekonomik sıkıntılar çekilen bu
dönemde imar faaliyetleri de çok zayıf kalmıştı. Osmanlı tarihinin en sıkıntılı barış
antlaşmalarından Karlofça, onun zamanında 1699’da imzalanmıştı. Bozdoğan Kemeri
onarım kitabesi, Sultan’ın günümüze ulaşan birkaç hatırasından biri durumunda…
Kitabenin metninin Arapça ilk satırı Kur’an-ı Kerim’den Zariyat suresi (51), 58. Ayet’tir.
Devamı Arap harfleri ile Türkçedir:
İnnallahe huve’r-Rezzâk zü’l-kuvveti’l-metîn (Şüphesiz rızık veren, güç ve kuvvet sahibi olan ancak Allah’tır.)
1. Bu beyt iki târîh olur su gibi Zeki okutur
2. Hakka niyâz eyle ki ola nusretle Sultân hem-inân
3. Şâd-âb kılup âlemi izzetle Sultân Mustafâ
4. Bâlâ-yı tâk-ı ser-bülend mâ’ü’l-hayâta nâvidân


1108 (Miladi 1696-1697)
KEMER GÖRÜNSÜN DİYE BULVAR KEMERİN ALTINDAN GEÇTİ
II. Dünya Savaşı’ndan önceki yıllarda İstanbul’un nâzım planını hazırlayan H. Prost, şehri Galata-Beyoğlu’na bağlayan ana caddenin (Atatürk Bulvarı), Bozdoğan Kemeri’nin heybetini belirtecek şekilde onun altından geçirilmesine özen göstermiştir.

Bugünkü haliyle Bozdoğan Kemeri tamam olmayıp her iki ucundan ve doğudaki bölümünün içinden bazı parçaları eksiktir. Fatih tarafındaki ucundan 50 metrelik bir parçasının yakın tarihlerde eksildiği bilinmektedir. Kemerin bugün mevcut olan parçalarının Fatih tarafından itibaren 1’den 40’a ve 46’dan 51’e kadar olan gözleri Roma devri yapısıdır; 52-56. gözler Kanûnî Sultan Süleyman, 41-45. gözler ise II. Mustafa devirlerinde tamir ettirilmişlerdir. Şehzade Camii ile Delikanlı sokağı arasındaki parçasından ise toprak üstünde hiçbir iz kalmamıştır.

RESTARASYONDA ÇIKAN ESERLER

Yakın tarihte başlayan restorasyon sırasında alanda süren çalışmalarda, mühür, yine Fatih Dönemine ait sikkeler ortaya çıkarıldı.  Gözyaşı damlaları ve Kandil dediğimiz yağdanlıklar kazıda ortaya çıktı. Bir tane amforaya rastlanıldı. Oo yüzden yapılan tüm kazılar bilimsel ve uzman arkeologlar eşliğinde devam ediyor. Yaklaşık 6 tane sütun bulundu.
Kaynak: Bozdoğan Kemeri’nde tarihi eserler ortaya çıktı

https://islamansiklopedisi.org.tr/bozdogan-kemeri