Kışladan Kütüphaneye…

Kışladan kütüphaneye Rami Kütüphanesi
(İstanbul’un sırları: 449) 

Osmanlı padişahı sultan III. Mustafa  tarafından Rumeli de giden ordunun  genel ihtiyaçlarına destek amacı ile yapıldı. Sultan II. Mahmut döneminde karargah olarak kullanıldı. Yine aynı dönemde mektebi harbiye buraya taşındı ve kışla farklı isimle anılmaya başlandı. Fransızların işgali, cumhuriyet döneminde 1. Orduya geçişi ve sonrasında belediye bünyesinde varlığını sürdüren Rami kışlası bugün İstanbul’un en büyük kütüphanesi olarak hizmet vermekte. Eyüp Sultan’da bulunan bu  tarihi yapıyı haydi  hep birlikte inceleyelim.

İşte detaylar..

 MEHMET RAMİ PAŞA 

İsmini  Sultan II. Mustafa’ ya sadrazamlık , reis-ül küttaplık yapmış ,sadrazamlığı sırasında kendisine ödül olarak verilen arazi bugün günümüzde Rami semti haline gelmiş , Osmanlı devlet adamı Rami Mehmet Paşadan almaktadır.

Kayıtlarda ‘’Rami Çiftliği’ ’yada ‘’Rami Kışlası ‘’ olarak anılan yapı ilk olarak Osmanlı padişahı sultan 3. Mustafa tarafından  Rumeli tarafında olan ordu ve askeri birliklere lojistik anlamda destek olması amacı ile inşaa ettirildi.  Bununla birlikte  askeri faliyetler çerçevesinde çeşitli amaçlar içinde kullanıla yapı , yapım amacını genel anlamda sağlamış oldu.

 Asakir-i Mansure-i Muhammediye Ordusunun  Kullanımı

 Kışla, Sultan  2. Mahmut döneminin başarında  çeşitli onarım ve yenileme işlemleri geçirildi. 1826 yılında vak’a-ı Hayriye olarak bildiğimiz yeniçeri ocağının kaldırılmasından sonra , yeniçerilerin yerini alan yeni Osmanlı ordusu Asakir-i Mansure-i Muhammediye ordusu buraya yerleştirildi ve yeni ordunun yeri artık burada olacak ,eğitimlerini, düzenlerini burada sağlayacaklardı. Değişim sadece ordu düzeninde ve şeklinde değil  aynı zamanda askeri kıyafetlerde olmuş  yeni nesil olarak nitelendirebileceğimiz  askerler fes ,üniforma gibi yeni askeri kıyafetler ile giyindirilip kuşatılmıştı. Rami Kışlası’nın bu dönemde sultan 2. Mahmut’ un bu yenilikleri sergileme amacı ile  bir bakıma vitrini olarak kullandığına dair çeşitli söylemlere kaynaklarda rastlanmaktadır. İşte Rami kışlasını tarihi anlamda önemli kılan unsurların başında yeni ordunun hem evi olması hem de yenilikleri barındıran bir tür sergi olmasıydı.

 

 

 KARAGAH OLARAK RAMİ KIŞLASI

Navarin deniz savaşından sonra Osmanlı ve Ruslar arasında yapılan antlaşmanın fesih edilmesi ve Rusların Yunanlıların bağımsızlıklarını Osmanlı Devletine rağmen desteklemeleri  sonucunda 1828 ve 1829 yılında Osmanlı ve Rusya arasında geçekleşen mücadele döneminde Rami kışlası Sultan II.Mahmut tarafından hem askeri hem de bürokratik anlamda merkez üssü olmuş , iki yıla yakın bir süre burada kalan padişah burayı adeta bir karargah olarak kullanmıştır. Savaşın bitmesinde sonra yine bir sürede kalmaya devam eden Sultan ,burada hem avlamış hem de bir süre  dinlendiği kaynaklarda belirtilmiştir. 

I. DÜNYA SAVAŞI VE CUMHURİYET DÖNEMİ

 Mondros ateşkes antlaşmasının imzalanması ile birlikte  Rami kışlası Frasız kuvvetleri tarafında kontrol altına alınmış , Osmanlı’ya ait birçok askeri mühimmat Fransızların eline geçmişti. Ancak çeşitli çabalar sonucunda mühimmatların bir kısmının buradan Anadolu’ya kaçırmak başarılmamıştır. Beş yıllık işgal sürecinin ardından Türk ordusu ,Fransızların elinde kışlayı devraldı. Cumhuriyet ile birlikte 1. Ordu komutanlığına devredilen kışla askerlerin eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri yer haline getirilmiş, 1980lerin  başında İstanbul belediyesine devredilmiştir. Belediye gözetiminde arazi bir süre toptancılara tahsis edilmiş ,belirli bir süre toptancı ve gıda sektörünün kullanımında olan yapının özellikle bakımsızlık ve kültürel sebepler 2014 yılında restorasyonuna başlanmıştır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KIŞLADAN KÜTÜPHANEYE 

Rami kışlasının restorasyon ve yenileme çalışmaları tamamlanması ile birlikte 2023 yılı Ocak ayınca açılışı yapılmıştır.36 bin metrekare kapalı alana ,  birçok farklı alanda okuma imkanı bulabileceğini İstanbul’una en büyük kütüphanesini, Rami Kütüphanesi, okuma etkinlik, toplantı ve çalıştay , sergi salonları olmak üzere eğitim, öğrenim ve merak aşkına sahip herkesin gözdesi haline gelmiş ve ‘’250 yıllık tarihi ile geleceğe kaynaklık ediyor.’’ Atatürk Araştırmaları İhtisas kütüphanesi, Beyazıt Devlet kütüphanesi ve yazma eserleri onarım bölümleri olan Rami Kütüphanesi,  dış kısmında ise 51 bin metrekare  yeşil alana da , küçük havuzları, yürüyüş yolları çalışma aralarında ferah bir dinlenme imkanı sağlıyor. Son olarak Farabi’nin insan ruhunun bilmeye aç olduğunu ve bilginin ruhun önemli besleyici unsurlarından olduğu sözlerine atıf ile, Rami kütüphanesi  zengin ve dolu dolu kitaplıkları  ile ruhumuzu beslemeye aday iken  , geni bahçeleri ile de yine ruhumuza ferahlık katmaya can atıyor. Bize de meraklı ziyaretçilerinin artmasını dilemek kalıyor. Ruhlarımızın faydalı ilimler ile beslenmiş olduğu ,feraha erdiği ve en önemlisi merakımızın arttığı güzel yazılarımızda görüşmek dileği ile efendim…