Süleymaniye Camiine gidince burayı da mutlaka görün

(İstanbul’un Sırları: 447)

Türkiye’nin ilk botanik bahçesi
Haliç Köprüsü’nden geçerken, Süleymaniye Caminin kenarında kalan tek yeşil alan merak uyandırıyor. Tarihi Yarımada’da bir toprak parçası… Osmanlı Devleti’nden günümüze belirli periyotlarda Yeniçeri Ocağı, Şeyhülislamlık, İstanbul Kız Lisesi gibi kurumlar da burayı sahiplenmiş.

İstanbul Üniversitesi Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi olarak kurulan güzel bir bahçemiz var. Gerçi şu an İstanbul Müftülüğüne devredildi ama eğer izin alırsanız gezip görebileceğiniz güzel bir yer burası. Belki ilerde göremeyebilirsiniz son durumu hakkında net bir bilgim yok çünkü. Dünyanın farklı yerlerinden getirilmiş, içinde her türlü bitkinin barındırıldığı, incelendiği, araştırıldığı, nesli tehlikede olan bitkilerin korunduğu, süs bitkilerinin yetiştirildiği, aynı zamanda da halka açık olan bir bahçeydi burası. Hitler rejimi sonucu Almanya’yı terk etmek zorunda kalan bilim adamlarından botanikçi Prof. Dr. Alfred Heilbronn, Atatürk’ün daveti üzerine 1933 yılında Türkiye’ye gelir ve bahçeyi düzenlemeye başlar.1935 senesinde hizmete giren Türkiye’nin en eski botanik bahçesidir. O zamanlar bahçenin ismi Hortus Botanicus İstanbulensis imiş.

DÜNYANIN HER YERİNDEN BİTKİLER GELDİ
Kurulduktan sonra Dünya Botanik Bahçeleri Birliği’ne üye olan bahçe, ilk zamanlarda 178 bitki cinsine ev sahipliği yapıyormuş. Dünya çapında 500’e yakın bahçeden tohumlar getirtilmiş. Türkiye çapında o zamanlarda 11 ciltlik bir flora oluşturulmuş. Enstitü buraya katkıda bulunmuş. Araştırma sonucunda 10 bin 350 bitki türüne ulaşılmış. Hatta alt türlere inince bu sayı 12 bine kadar varmış. Floraya her sene 70-80 yeni tür katılıyormuş.
Fen Fakültesi’ne bağlı Biyoloji Bölümü, o dönemki adı ile “Nebatat ve Hayvanat Enstitü”leri için Süleymaniye semtinde, bir yangın sonucu kullanılamaz hale gelen İstanbul Kız Sultanisi’nin arsası üzerinde yeni bir bina yapılmış.Bugün İstanbul Müftülüğü’nün bahçesinde yer alan bu binanın temelleri 1935 yılında atılmış, 1937 tarihinde bitirilerek hizmete açıldı. Ancak enstitü bahçesinin yapımına binadan önce 1934 yılında başlanmış, ilk düzenlemeleri takiben bahçe 1935 yılının ilkbaharında İstanbul Üniversitesi Botanik Bahçesi (Hortus Botanicus Universitatis İstanbulensis) adı ile hizmete girmiş.

YEDİ SERA BULUNUYOR
Botanik bahçesi bünyesinde soğuk ve sıcak ülke bitkilerinin yetiştiği farklı ısı ve boyutlarda yedi sera bulunuyor. Buralarda tropikal ve subtropikal ortamda yetiştirilen otsu ve odunsu yapıda bitkiler ve epifitik (bir başka bitkinin üzerinde ona zarar vermeden yaşayan) bitkiler yaşıyordu. Tropik seralarda kahve, kakao, mango, ananas, narenciye türleri ve muz türleri yetiştirilebiliyordu.

Böcek kapanlar, nilüferler, orkideler, kaktüsler, begonviller, sulak alan bitkileri, Nil ve Amazon nehirlerinden getirilen bitkiler… Bunlar bahçedeki binlerce türden yalnızca birkaçı. Bunların dışında tarihi 180 milyon yıl öncesine dayanan mabet ağacı ve ginkgo, 350 milyon yıl öncesinden gelen sago palmiyelerine de yuva olmuş burası.

23 HAVUZ VAR
Bahçe bünyesinde 15’i seralarda olmak üzere değişik boyutlarda toplam 23 havuz bulunuyor. Zehirli bitkilerin de bulunduğu bir seranın kenarlarında ve yerden yüksekte demir yürüme bandı yer alıyor. Buradan geçerken aşağıdan tırmanarak demire tutunmuş sarmaşıkları görüyoruz. Dev palmiyelerin altından alocasia ve starliçeler uzanıyor. Uzaktaki köşede kaktüsler yaşıyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Not : Şu an ziyaret için İstanbul Müftülüğünden izin alınması gerekiyor.
Web sitesi: https://muzeyum.istanbul.edu.tr/tr/content/koleksiyonlar/alfred-heilbronn-botanik-bahcesi

Adres: İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Bahçesi
Demirtaş, Fetva Ykş. No:36, 34134 Süleymaniye/Fatih/İstanbul
Telefon: 0212 455 57 00/26813

https://muzeyum.istanbul.edu.tr/tr/content/koleksiyonlar/alfred-heilbronn-botanik-bahcesi