İlk büyükelçimiz 28 Mehmet Çelebi’nin Mezarı ”Neden” Magosa’da

KKTC Gazi Magosa’da bir Osmanlı Büyükelçisinin mezarı olduğunu biliyor muydunuz? Kendisi aslında Osmanlının ilk resmi Fransız Büyükelçisi, Osmanlıya büyük hizmetler yapmış. Birçok yeniliğin İstanbul’a gelmesine sebep olmuş. Gel gelelim bu önemli kişi  son nefesini onun çok sevdiği İstanbul’da değil KKTC’de Gazi Magosa şehrinde veriyor. İşte detaylar:
İLK RESMİ DAİMİ BÜYÜKELÇİMİZ
Osmanlı Sefaretnamelerin yazarı Yirmi Sekiz Çelebi Mehmet Efendi ismini gençliğinde girdiği ve yetiştiği Yeniçeri Ocağı’nın Yirmi Sekizinci Yeniçeri ortasından almıştır. Gençliğinde Çorbacılık, Muhzir Ağalığı, Yeniçeri Ağası, Darphane Nazırı ve Üçüncü Defterdarlık görevlerinde bulunmuş, Pasarofça Andlaşması’na ikinci murahhas olarak katılmıştır. Lale Devri’nde (1718-1730) ise büyükelçi olarak görevlendirilmiş.

Osmanlı’nın düşünce hayatında batıya açılan belki de ilk önemli pencere, 1721 tarihinde bir elçinin, 28 Çelebi Mehmet Efendi adında bir sefirin, özel bir görevle Fransa’ya gönderilmesiyle başlar. Bu tarihlerde Osmanlı’nın amacı, batı ile sıkı ilişkiler kurmak ve onun askeri gücünden faydalanmaktır. Özellikle Fransa ile yaşanan dostane ilişkiler çerçevesinde Paris’e elçi gönderilmesi uygun görüldü. Neticede, Fransa’nın şatafatlı yaşam tarzı, bahçe düzenlemeleri, köşk, kasr ve saray gibi yapılarıyla İstanbul hayatına tesir etmiştir.  Fransa’nın özellikle 14 ve 15. Louis dönemlerinin saray hayatı ve Rokoko etkileri, Avrupa’yı olduğu kadar Osmanlı’yı da hızla sarmıştır. Paris veya Versailles Saraylar’ının benzerleri Osmanlı’da olduğu kadar birçok yerde de görülmeye başlanmıştır.
YAZDIĞI SEFARETNAME SES GETİRDİ
Mehmed Efendi oğlu Sâit Efendi ve kalabalık bir grupla Fransa’da 1 yıl kalmıştır. Seyyahatı sırasında Mehmed Efendi Sefaretname yazmıştır. Osmanlı Sefaretnameleri arasında en verimli olan Sefaretname Yirmisekiz Çelebi Mehmet Efendi’nin kaleme aldığı ‘’Fransa Sefaret-nâmesi’’dir. Sefaretname ülke hayatında önemli etkiler bırakmıştır, kültürel hareketlerin kurulup-düzenlenmesinde önemli yol alınmasına vesîle olmuştur.
TÖREN İLE KARŞILANAN YİRMİ SEKİZ ÇELEBİ MEHMED EFENDİ
Askeri tören ile davet edilen Mehmed Efendi, Kral Louis XV. ile Paris civârında ava gitmiş, özel ziyaretler yapmış, Paris’in kalelerini, otel ve kiliselerini, güzel saray ve bahçeleri, Paris Tibbiyesi’ni, hayvanat ve botanik bahçelerini, Goblin halı atölyesini, ayna fabrikasını gezmiştir. Kral Louis XV. gibi Mehmet Efendi Paris halkının büyük ilgi odağı olmuştur. Kral’a hurmet gösterdiği gibi halka da hürmet göstermiştir Mehmet Efendi, halkın gönlüne girmiştir. Devlet onu temsil ettiği İmparatorluk adına misafir eder iken, halk, Mehmed Efendinin zarifliği, hoşnutluğu, hoşgörüsü, yeniliklere hayrân ve onları vatandaşlarına duyurmaktan zevk almasına, vakarlı duruşuna ve inceliğine hayran kalmıştır. Kişiliğine hayran kalan halk, Türkler hakkındaki olumsuz düşüncelerini geride bırakmıştır o gün. O gün Paris’te örneği görülmemiş bir gün yaşanmıştır.
Onun Tuileries bahçesinde saraya girişini ve görüşmeden sonra Döner Köprü’den çıkışını gösteren ünlü tablolar dönemin tanınmış ressamı Charles Parrocel’in imzasını taşımaktadır.

Çelebi Mehmet’in zorlu yolculuğu
Çelebi Mehmet yola koyulduktan haftalar sonra Fransa’ya gelmiş; ama Paris’e hemen alınmamıştı. Fransa’daki kontrol altına alınamayan salgın hastalıkların yarattığı endişe Osmanlı elçisini bir süre bekletmeyi mecbur kılmıştı.Fransızlar Çelebi’yi açıkça karantinaya almak yerine çeşitli bahanelerle Montpellier civarındaki eski bir manastırda yaklaşık 40 gün bekletmişlerdi. Çelebi durumu şöyle açıklayacaktı;”Maiyetimde bulunanlar ve eşyamız gemilere naklolunup hareket ettik. İkindi vakti adaya vardık. Bunlar hastalıktan fevkalade korktuklarından, orası da boş bir yer olduğu ve gelen giden bulunmadığı için karantina etmeye münasip görmüşler. Biz de bilmeyerek gelmiş bulunduk. Geri dönmek müşküldü, düşünüp taşındık, sabretmekten daha iyi bir çare bulamadık.

GÖREVİNİ UNUTMAYAN BİR ÇELEBİ
Bir gazeteci kadar dikkatli olan 28.ci Çelebi Mehmed Efendi ilk defa gördüğü operanın güzelliğine aldanmadan gördüklerinin hiçbirini kaçırmamağa önem vermiştir. Gördüğü şehirlerin, sokakların intizamını bize anlatır. Nehirler arasında kanallar vardır, mektepler, okulları, ulaşım kolaylaştıran müzeler görmüştür. Gördüklerini övmüş, gördükleri için teşekkür etmiş ama amacını bırakmamış ve gördüklerinin hepsini Fransa Sefat-nâmesinde ince bir uslup ile aktarmıştır. İşin özüne çok da fazla inmez, inemez zaten… Çünkü o bir sefirdir, bir gezi sırasında gördüklerini anlatır bize.

Sefaretname beğenilmiş ki bu metin daha sonraki tarihlerde de birkça kez matbaada basılmış, kitap haline gelmiş.  Mehmed Efendi gördüklerini Fransa Sefaret-nâmesine kaleme aldığı gibi İstanbul’a faydası olanları İstanbul’un kültürüne, tarihine katmıştır.

SADRAZAM OLMASAYDIM BÜYÜKELÇİ OLURDUM
Uzun süre Paris’te kalan Yirmisekiz Mehmet Çelebi gördüğü güzellikler karşısında sık sık İslam Peygamberinin Hadisini hatırlayarak “Dünya mü’minlerin zindanı; kâfirlerin cennetidir.” Sözlerini tekrar ediyordu.

Çelebi, Yurda dönüp gördüklerini arz ettiğinde Sadrazam İbrahim Paşa duyduklarını, “Osmanlı’ya sadrazam olmasaydım Paris’e elçi olmak en büyük saadet olurdu.” sözlerini söylemiştir.
İSTANBUL’DA İLK MATBAANIN KURULUŞU
Güney Fransa’dan Paris’ kadar olan yolculuğu boyunca gördüklerini, tanık olduklarını, yaşadıklarını sefaretnameye yazar. Paris gezisinde Mehmed Efendi rasathâneyi ve matbaayı incelemiştir. İstanbul’a döndükten sonra seyyahatinde ona eşlik eden oğlu Mehmet Sait Efendi’nin kılavuzluğunda ilk matbaanın kuruluşuna başlamıştır. Bu çalışmayı Nevşehirli İbrâhim Paşa desteklemiştir. Nevşehirli İbrahim Paşa şehrin imârı ve tezyîninde, fikirin hayâta geçmesinde önemli adımlar atmıştır.

HUMBARAHANE-İ HÜMAYUN’DA YETİŞTİRİLEN FRANSIZ SUBAYLAR
Nitekim 28 Çelebi Mehmet Efendi Paris dönüşünde yanında birkaç Fransız subayını da beraberinde getirmiş ve Osmanlı da bu süreçte kurulan “Humbarahane-i Hümayun”daki askerler, getirilen bu subaylar tarafından yetiştirilmiştir. Bu doğrultuda özellikle Fransız subay Baron de Tott, askeri konularda birçok sorumluluk almıştır. Kendisi, Osmanlı Deniz Mühendisliği Okulunun kurulmasında seferber olmuştur.
YERİNDE DURMAYAN ELÇİ
Fransa’da kaldığı bir yıl boyunca başta sefaretname olmak üzere oldukça önemli işler yapmış kendisinden önce yine sefirlik görevinde buluna Süleyman Ağa’nın aksine daha aktif olmuştur Mehmed Efendi.  Süleyman Ağa’nın Fransa ziyareti yabancı yer ve kişiler ile ilgili sürek geri planda olan ilişkisinde dolayı hapishane hayatı şeklinde geçmiş olasına karşın, yirmi sekiz Çelebi Mehmet Efendi bu anlamda hem siyasal hem de sosyal anlamda oldukça aktif ilişkiler içeren bir tutum sergilemiştir. Bunlara ek olarak İbrahim müteferrika ile matbaanın kurulması ve Paris’te bulunan sarayların örnek alınması ile İstanbul’da Lale devrinin ünlü sarayı Sadabad sarayını yapımı ve hayata geçirilmesine ön ayak olmuştur.
VEE KIBRIS’DA SÜRGÜN HAYATI BAŞLIYOR 
Paris görevi sonrasında İstanbul’a dönen ve devlet içerisinde yine çeşitli görev ve hizmetlerde bulunan Çelebi Mehmet Efendi, Lale devrini sona erdiren Patrona Halil isyanı sonrasında Kıbrıs’a sürülmüş ve 1732 yılımda burada dünyadaki yaşamına veda etmiştir.

Kabri ise yine burada bulan Sinan Paşa Camiinin haziresindedir.Patrona Ayaklanması’ndan sonra III. Ahmed’e ve Damad İbrâhim Paşa’ya yakınlığı gerekçesiyle Lefkoşe’ye sürüldü ve 1144’te (1731) orada vefat etti. Ölüm tarihi her ne kadar 1732 olarak gösteriliyorsa da mezar kitâbesine göre bu tarih 1731 olmalıdır. Lefkoşe’de Sinan Paşa Camii’nin hazîresinde bulunan mezar taşı kitâbesinde şöyle yazmaktadır: “Bin yüz kırk dört muharreminin on dördüncü günü vefat eden, Yirmisekiz Çelebi demekle mâruf, sâbıkan rûznâmçe-i evvel Mehmed Efendi merhumun kabridir el-Fâtiha sene 1144 (19 Temmuz 1731).”

 

 

KAYNAK:
https://www.indyturk.com/node/276471/haber/pariste-halk%C4%B1-sokaklara-d%C3%B6ken-t%C3%BCrk-sefiri-yirmisekiz-%C3%A7elebi-mehmet

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/161916

https://core.ac.uk/download/pdf/38308284.pdf

https://eclass.duth.gr/modules/document/file.php/CLASSIC116/8.%20Y%C4%B0RM%C4%B0SEK%C4%B0Z%20%C3%87ELEB%C4%B0%20MEHMED%20EFEND%C4%B0/Paris%20Sefaretnamesi.pdf