YENİLİKÇİ BİR BABANIN OĞLU
Osmanlı devletine yenilikler ve reformlar getiren sultan II. Mahmut ve bugün İstanbul’umuzun Aksaray semtinde mimarisi ve bezeme özellikleri ile oldukça dikkat çeken ve kendi ismi ile anılan Pertevniyal Valide Sultan Camii’nin banisi Pertevniyal Valide Sultan’ın Oğlu olarak dünyaya geldi Sultan Abdülaziz.
SANATA YATKIN İNCE BİR RUH
Beyaza yakın teni, ela gözleri ile sanata, şiire, edebiyata ve müziğe ilgisi olan ,resim yapma kabiliyeti bi hayli üstün olan Abdülaziz’in ok atmayı, güreşmeyi ve avlanmayı sevmesi ile birlikte ince ruhu, onu Osmanlı padişahları arasında Avrupa’ya seyahat eden ilk padişahı yapacak nedenlerden birisi olmuş ve bu özellikleri ile de Osmanlı’nın Avrupa ile bağının güçlenmesini sağlamıştır.
İMPARATORLUK DIŞINA İLK SEYAHAT VE HEYKELLER
İmparatorluk dışına seyahat eden bu ilk padişah, av ve başta aslan ve kaplanlara olan vahşi hayvanlarada merakı ile Çırağan ve Beylerbeyi sarayına “arslanhane” ve “geyiklik”inşa ettirmiş , bu merakı dağılma sürecine giren imparatorluğu daha güçlü göstermek ,topluma moral , motivasyon sağlamak ve 1867 yılında çıktığı yurtdışı seyahatinde ziyaret ettiği Paris Uluslararası Sanat Ve Endüstri Fuarı ziyaretinde sergilenen heykel başta olmak üzere çeşitli eserleri beğenmesi ile birleştiğinde Sultan Abdülaziz, bu heykelleri meydana getiren heykeltraş Jules Isidore Bonheur’a ,24 figür içeren ve mermer ve bronzdan yapılmış hayvan heykellerinin sayıca daha çok olduğu vazo ve frizlerden oluşan çeşitli eserleri sipariş etmiştir. Hayvan heykeltraşı olarak bilinen ünlü heykeltıraş Pierre Louis Rouillard’ın atölyesinde Jules Bonheur tarafından hazırlanan bu heykel ve figürler ,yapımı tamamlandıktan sonra İstanbul’a gönderilmiştir.
Heykeller Geliyor, Sonrasında İse Sultan’ın Ölümü İle Dağılıyor…
Abdülaziz döneminde başta Yıldız Şale köşkü ve Beylerbeyi sarayına yerleştirilen bu heykeller Sultan’ın ölümü, diğer Padişahların çeşitli talimatları, İttihat ve Terakki dönemi ve Cumhuriyet dönemi etkisi ile birlikte İstanbul içerisinde çeşitli yerlere dağıtılmıştır.
PEKİ NEDEN ARSLAN?
Sultan Abdülaziz’in başta sanata ,şiire ,müziğe ilgili zarif yönünün yanı sıra ok atma ,güreş tutma, avcılık ve vahşi hayvanlara duyduğu merakı yansıtan ve geçmişten günümüze özellikle gücü , koruyuculuğu, ihtişamı sembolize ettiği için tercih edilen, mermer ve bronzdan yapılmış bu aslan ve kaplan figürlerini günümüzde Dolmabahçe sarayı Hasbahçesi ve İBB’nin Saraçhane’de bulunan yerleşkesinde görebilirsiniz. Sipariş edilen heykeller elbette sadece aslan ile sınırlı değil. Vahşi yaşama ve hayvanlara meraklı olan Sultan Abdülaziz’in siparişleri arasında vahşi tabiatları ile bilinen çeşitli sayıda geyik , at ve boğa figürleri de bulunmakta. Bunlardan günümüzde at figürünü ”Atlı Köşk” olarak bildiğimiz sabancı müzesinde, bronzdan yapılmış boğa figürünü hepimizinde az çok tahmin ettiği gibi Kadıköy Meydan’da ,geyik figürlerini ise Beylerbeyi Sarayı başta olmak üzere çeşitli yerlerde görülebilmekteyiz.
SULTAN ABDÜLAZİZ’İ ARAMAK
Bununla birlikte bu ince zevki ,vahşi hayvanlara olan merakı ve ihtişamı yansıtmak isteğinin bir araya gelerek vücut bulduğu Sultan Abdülaziz’i bu eserlerde aramak ,sizler için oldukça farklı ve bir o kadar da heyecan verici bir deneyim olacaktır. Ayrıca ormanlar kralı aslan heykelleri ile birlikte tüm cesaretinizi toplamaya gerek bile kalmadan fotoğraf dahi çekinebilirsiniz.Bu yazıyı okuyan herkese şimdiden heyecan ve neşe dolu güzel keşifler diliyoruz. Enerjiniz daim olsun.
kaynaklar: