Geleneksel Eyüp Sultan Oyuncakları yeniden vitrinde

İşte 500 yıllık oyuncak geleneği…

Geleneksel Eyüp Oyuncakçısı, İstanbul’un en gözde semtlerinden biri olan Eyüp Sultan’da bundan 500 yıl önce ortaya çıkan ahşap oyuncak geleneğinin devamı olarak Geleneksel Eyüp Oyuncakları üreten, bu oyuncakları yeni nesillere tanıtan ve geleneğin devam etmesi için çalışmalarına devam eden bir oyuncak dükkanı ve atölyesidir. 1635 Yılında Evliya Çelebinin dünyaca ünlü Seyahatname’sine konu olan 100 oyuncak dükkanından biri burası:
İstanbul’da bulunan Murad Efendi’nin verdiği bilgileri doğru kabul edersek Eyüp oyuncakçılığını yüzyılın başına, Sultan I. Ahmed
dönemine (1603-1617) kadar götürmek mümkündür.  Eyüp oyuncakçılarının IV. Murad döneminde (1623-1640) düzenlenen esnaf geçit alayında yer almaları, örgütlü bir yapıya sahip olduklarını ve İstanbul’un imalat yapısının bir parçası haline geldiklerini göstermektedir. Yine Eyüp’te bulunan marangozların da tahtadan oyuncak imal edebildiği görülmektedir.
Eyüp oyuncakçılığı, 19. yüzyılda Pera’da açılan mağazalardaki oyuncaklarla rekabet edememiş, bu dönemde oyuncakçıların sayısı otuza kadar düşmüştür. 1957’de Eyüp Bulvarı’nın açılmasıyla Oyuncakçılar Çarşısı ortadan kalkmış ve Eyüp Oyuncakçılığı yok olmuştur.

Eyüp’te oyuncak yapımının ne zaman başladığı tam bilinemese de kayıtlara geçen ve ismi günümüze ulaşan ilk oyuncakçı Dökmeci Hasan Ağa’dır. Hasan Ağa, II. Mahmut’un padişahlığı döneminde (1808-1839) memleketinden İstanbul’a Nizam-ı Cedid askeri olarak gelmiş ve Rami Kışlası’nın açılış töreninde “dümbelek” çalmıştır. Askerlikten ayrıldıktan sonra, Eyüp’e yerleşen Hasan Ağa, ramazanlarda sahur maniciliği, diğer zamanlarda oyuncak yaparmış. “Tükürüklü Oyuncakçı” adı ile anılmıştır. Hasan Ağa’dan sonra Darbukacı Halil Efendi ve Küçük İsmail Efendi oyuncakçı dükkânları açarak bu sanatın yayılmasına hizmet etmişlerdir.

Ön tarafında camekânlı vitrinlerin olduğu oyuncakçı dükkânlarının arkası üretim yeriydi. Hem toptan hem perakende satış yapılırdı. Toptan müşteriler, İstanbul’un her semtinden ve taşradan gelen aktar sahipleri ile seyyar satıcılardır. Perakende müşterileri ise özel ve dinî günlerde Eyüp Sultan Türbesi’ni ziyaret eden ya da çarşıdaki balıkçı, tespihçi, yazmacı, kebapçı ve çömlekçilere alışverişe gelen ve dönüşte oyuncak alıp çocuklarını sevindirmek isteyenler olmuştur. Sokakta sadece çocuklarına oyuncak almak için gelenlere de, yanında çocukla yanlışlıkla sokağa girip oyuncak istediği için ağlayıp tepinen çocuklarını sakinleştirmek isteyen ana babalara da sık rastlanır.

Oyuncakçı Çıkmazı’nın ilginç bir özelliği, yan yana dizili farklı dükkânların camekânlarındaki oyuncakların boyutlarının, şekillerinin ve renklerinin aynı oluşudur. Geniş bir yelpaze oluşturan çeşitliliğe bakılırsa buna yaratıcılık eksikliği demek mümkün değildir; olsa olsa haksız rekabeti önleme biçimi ya da geleneksel yapının bozulmaması, alışılan üslubun değiştirilmemesi uğraşı denebilir.

20. yüzyıla kadar üretilen Eyüp oyuncakları arasında ilk akla gelenler çember, araba, dönme dolap, toprak testi, düdük, tef, dümbelek, fırıldak, top, topaç, tel dolap, sandalye, aynalı beşik, şakşak, kaynana zırıltısı, saplı davul, hacıyatmaz, havan, yayık, cambaz, çekirge, koyun-kuzu ve Karagöz-Hacivat tasvirleridir. Bunlardan bazıları, “günah sayılmasından dolayı Eyüp’teki oyuncakçılarda insan ve hayvan figürü işlenmemiştir” saptaması yapanların yanıldığını gösteren örneklerdir.

19. yüzyıl başlarında 25-30 oyuncakçı dükkânı varken, 1921 yılındaki yangınla yok olan Oyuncakçı Çıkmazı’nda sadece iki dükkân kalmıştır. 1958’deki Eyüp Meydanı ve çevre düzenlenmesi ile son iki dükkân da ortadan kalkmış, bu tarihten sonra yalnızca İskele Meydanı’ndaki bir dükkânda turistik anlamda oyuncak satışı yapılagelmiştir

Oyuncakların gruplandırılması

Mekanik ve statik tasarımları ile çocuğu, yetişkinlerin dünyasını taklit yeteneğini geliştirerek hayata hazırlamayı hedefleyen Eyüp oyuncakları beş kategoriye ayrılır: İtilip çekilebilen oyuncaklar, hareketli oyuncaklar, müzik aletleri, minyatür ev eşyaları ve toprak oyuncaklar. İtilip çekilebilen oyuncaklarla çocukların kaslarını geliştirmeleri amaçlanır.4 Top, topaç, fırıldak gibi tüm dünyada geleneksellik kazanmış olan oyuncaklarla kas ve göz koordinasyonunun gelişmesi hedeflenmiştir. Tef, trompet, davul gibi oyuncaklar eğlendirici olmalarının yanında, ritim duygusunu destekleyen araçlar olmuştur.

Malzeme bakımından incelendiğinde ana malzeme olarak tahta ve toprak; yan malzeme olarak deri, kâğıt, teneke, tel, çivi, boncuk kullanıldığı görülmektedir. Bezeme olarak toprak boya ve sarı yaldızla, yine çocuklara hitap edecek dikkat çekici renkler (kırmızı, mavi, yeşil, beyaz) kullanılmıştır. Stilize, fazla karmaşık olmayan, yumuşak dalgalı şeritler, benek bezemeler, ışınsal ve basit çizgilerle yüzeylerin hareketlenmesi sağlanmıştır.5

Oyuncaklar, geri dönüşüm bilinci ile atık ahşap, deri, ip, kâğıt, boncuk gibi malzemeler bir araya getirilerek üretilmiştir. Üretilen her oyuncağın tekrar geri dönüşebilmesini önemseyen Eyüp oyuncak ustaları, çocukların sağlığına zarar vermeyecek malzemeler kullanmaya da özen göstermişlerdir.
DEVAMI İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ: https://www.istdergi.com/tarih-belge/teknolojiye-yenik-dusen-eyup-oyuncaklari
Yazı ve araştırma için Fatma KELEŞ hanıma teşekkür ederiz. 

Kaynak: https://www.istdergi.com/tarih-belge/teknolojiye-yenik-dusen-eyup-oyuncaklari
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2369352
https://www.eyupoyuncakcisi.com/tr