YANGIN ZEDELER İÇİN YAPILDI SONRA BAKIN NELER OLDU NELER

İstanbul’un Osmanlı mimarisine alışık olmadığımız bir bina var Laleli Caminin tam karşısında. Laleli caminin karşısında bakınca binanın her iki caddeden de büyük ihtişamını görüyorsunuz. İşte burası aslında büyük yangında evleri yanan (1918’de 7500 evin yandığı Fatih-Vefa yangınında)  evsiz kalan insanlar (Harikzedeler-Yangınzedeler) için 1919’da inşa edilmeye başlandı. Peki, sonra ne oldu. Neler olmadı ki? Bakın nereden nereye işte Tayyare Evlerinin hikayesi:

TÜRKİYE’NİN İLK BETONERME APARTMANI
Tayyare Apartmanları veya Harikzedegân Apartmanları İstanbul’un Laleli semtinde yer alan, Mimar Kemaleddin Bey’in tasarladığı ve 1922 yılında tamamlanan orijinal olarak apartman olarak inşa edilen ama günümüzde otel olarak kullanılan bina. 1918’de 7500 evin yandığı Fatih-Vefa yangınında evsiz kalan insanlar (Harikzedeler) için 1919’da inşa edilmeye başlanan Harikzedegân (Yangınzede) Kat Evleri, 1922’de tamamlanmış. Fakat evsiz kalan yangınzedeler, İstanbul’un ilk betonarme toplu konutlarında oturmayı tercih etmemiş.

1918 yılında İstanbul’da çıkan yangında başta Cibali, Altımermer ve Fatih bölgeleri olmak üzere, çok geniş alan yayılan bir yangından birçok evin kül olmasının ardından, yangınzedelerin en azından bir kısmına barınak sağlamak amacıyla evler yapılması planlandı. Bu sebepten ilk başta Harikzedegan Apartmanları (harikzede aynı zamanda yangınzede demektir) olarak verilen bu yapıların Laleli’deki bir araziye inşa edilmesi görevi Mimar Kemaleddin Bey’e verildi. 1922 yılında tamamlanan ve dört bloktan oluşan yapıda toplam 124 daire yer alıyordu.
TEMELİNDE BİR KESE VAR

Binanın inşaatı dolayısıyla Hattat Kamil (Akdik) Efendi tarafından yazılan, Sultan Vahideddin’in övüldüğü bir belge davetliler tarafından imzalanır. Bu belge atlas keseye konulup, altın, gümüş, nikel sikkeler ile birlikte demir ve platinden mamul bir boru içinde temele bırakılır. Yangınzede 12.495 ailenin sefaletten kurtulması, hilafet merkezi olan İstanbul’un harabelikten kurtarılıp bayındır hale getirilmesi dileklerinin yer aldığı metin aynı şekilde bütün gazetelerde yer almıştır. Bundan sonra kurbanlar kesilip Kuran okunur ve tören dualarla sonlanır.

Türkiye’nin ilk betonarme apartmanı 1922’de bitirilir. İstanbul’un işgal yıllarında tamamlanan inşaata ilk önce yangın mağdurları kabul edilir ama pek rağbet olmaz. Boş kalan bazı daireler yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin memurları için ikametgah olarak tahsis edilir. Bir süre Harik Komisyonu tarafından idare edilen apartmanın yönetimi, çıkan sorunlar nedeniyle 7 Haziran 1925 tarihli Bakanlar Kurulu kararnamesiyle İstanbul Şehremaneti’ne devredilir. Belediyenin elinde de fazla kalmaz ve yeni dönemde çok önem verilen Türk Hava Kurumu’na (THK) tahsis edilerek Harikzedegân ismi yerine Tayyare Apartmanları olarak anılmaya başlar.

BÜYÜK BAĞIŞ KAMPANYASI
Tayyare Apartmanları, 20 TL’lik banknotlardan da tanınan, Ulusal Mimarlık Akımı’nın önde gelen isimlerinden Mimar Kemaleddin’in İstanbul’da inşa edilen son yapı grubu. Mimar Kemaleddin Bey proje teklifinden alacağı 12 bin lirayı yangınzadelere hibe etmişti. Devlet, en zor günlerinde altından kalkamayacağı bu felaketleri vatandaşlarının yardımseverliği ile aşmaya çalıştı. “Harikzedegân İanesi (Yangınzedelere Yardım)” adıyla kampanyalar düzenlendi. Halkın dayanışma gücü ve yardımseverlik duygusu henüz kaybolmamıştı ki büyük meblağlar toplandı. En son 1918’de, 1.662.880 m² alanda 7500 evin yandığı Fatih-Vefa yangını ardından padişah 6. Mehmed Vahideddin’in başkanlığında, eski sadrazam Tevfik Paşa’nın 2. başkanlığında kurulan Harik Komisyonu etkili bir yardım kampanyası düzenledi.

Harp zenginlerinden uluslararası şirketlere, savaştan çıkmış ülkenin harabeye dönmüş yoksul kentlerinden Osmanlı dünyası dışındaki Müslüman topluluklara kadar bağış zinciri genişledi. Üstelik devlet yangınzedelere yardım için bağışlarla yetinmemiş, Şirket-i Hayriye vapur ücretleri ile Galata köprülerinin geçiş ücretlerine yaptığı zammı yangınzedelere yardım olarak tahsis etmişti. Sonuçta bağışlar ve diğer gelirlerle 500 bin lira kadar bir para toplandı. Harik Komisyonu bu paranın çarçur edilmesine fırsat verilmeden yangınzedelere konut inşa edilmesi için kolları sıvadı ve harabe İstanbul’un imarı yolunda bir adım atıldı.

İSTANBUL BARAKA İLE TANIŞIYOR
23 Ağustos 1908 Çırçır yangınından 31 Mayıs 1918 Fatih yangınına kadar geçen sürede yaklaşık 20 bin ev yanmış, 50 bin kişi evsiz, yurtsuz kalmıştı. İstanbul’daki felaketten doğan ticari fırsatları kaçırmak istemeyen bazı firmalar teklif sunmaya başladılar. İtalya’da 1908 Messina depreminden sonra ahşap barakalar inşa eden Danimarkalı Julius Nielsen of Son şirketi yangınzedelere prefabrik konut üretimine talip oldu (DH.UMVM.103/15). Fransız Sarva firması, kurulması ve kalıcı evler yapılınca sökülmesi basit, taşınabilir baraka modellerini Ayasofya meydanında teşhir etti. Yardım paralarının yatırıldığı Millî İktisat Bankası’nın Yönetim Kurulu Başkanı Reşad Fuad Bey’in evsizler için toplanan yardımlarla öncelikle Fransız firması barakalarının inşa edilmesi tavsiyesi ilginçtir. Harik Komisyonu bu teklifleri uygun bulmadığından, şehrin en ziyade imara muhtaç bir-iki yerinde devâir-i müctemia (birleşik daireler/apartman) tarzında sıhhi, iktisadi ve ahlaki vasıflara sahip kalıcı binaların yapılmasına karar verdi (BEO.347408). İnşa edilecek apartmanların sınırlı sayıda aileyi barındırabileceği gözönüne alındığından, perişan durumdakilerin ihtiyacını bir an evvel gidermek için Meclis-i Vükela kararıyla belirli yerlerde barakalar inşa edilmesi; yangından arta kalan tuğla ve benzeri malzemeyle basit barınaklar yapılması gibi uygulamalar da önerildi (MV.212/67).
PADİŞAHI DİNLEMEYEN ANITLAR KURULU
Hiç apartman bulunmayan suriçinin tam ortasındaki Gedikpaşa semtinde Mühendishane Mektebi (günümüzdeki İTÜ) yapılmasına karar verilmişti. Ancak, temel seviyesinde terkedilen inşaatın bila bedel Harik Komisyonu’na verilerek apartmana dönüştürülmesi istenildi (29 Haziran 1920, MV. 219/103). Ne var ki kısa süre sonra buradan vazgeçilerek Laleli Camii’nin Beyazıt tarafında, 1918 yangınının ağır hasar verdiği Laleli Medresesi de denilen Sultan Mustafa ile Nazır Hüseyin Ağa medreselerinin ve bazı özel mülkiyetteki arsaların yerine bir apartman inşa edilmesine karar verildi. Yaklaşık 4500 m²’lik arsanın, vakıf ve özel mülk sahiplerinin rızalarıyla bir an önce istimlâk edilmesi kararlaştırıldı (BEO.351918). Meşihat ve Fetvahane, Nazır Hüseyin Ağa Medresesi için istibdal işlemini uygun görse de Laleli Medresesi’nin kalıntılarının temizlenip yerine apartman yapılmasına asla rıza göstermedi (DH.UMVM.58/39). Vahideddin’in bu konudaki iradesinde de sadece Hüseyin Ağa Medresesi’nin istibdal işlemi söz konusudur (Henüz aksine bir belge göremediğimden, Laleli Medresesi’nin irade dışında arsaya dahil edilmiş olması kuvvetle muhtemeldir (İ.DUİT. 113/59). Bu iradenin ekindeki belgelerde Fatih ve Vefa yangınlarında 12.495 ailenin evsiz kaldığı belirtiliyor.
VE İNŞAAT BİTTİ AMA NASIL?
Mütareke yıllarında İstanbul’daki mesken buhranı ve yangınzedelerin acıklı durumları gazete sütunlarından hiç eksik olmuyordu. İstanbul halkı yangınzedelere yapılacak apartmanla çok ilgili olmalı ki inşaatla ilgili proje, ihale, temel atma süreçleri basın tarafından yakından izlenmiştir. Basına yansıyan haberlere göre, Mimar Kemaleddin Bey’in hazırladığı proje üzerine inşaatı üstleneceklerin münakasa (eksiltme) usulü ile teklif vermeleri davetine dört müteahhit teklif verdi. Mimar Kemalettin Bey projesine 428 bin lira keşif bedeli maliyeti biçmişti ama tekliflerin maliyeti 750 bin liradan aşağıya indirilemeyince eksiltme süreci uzadı. Sonunda Kemaleddin Bey’in belirli kolaylıklar göstermesi şartıyla Hicaz Demiryolu Heyet-i Fenniyesi eski reisi Mühendis Ahmed Bey ile ortağı Halid Bey 428 bin lira maliyet ile inşaatın müteahhidi oldular. Mimar Kemaleddin Bey de proje telifinden alacağı 12 bin lirayı yangınzedelere hibe etti.

Arsayı dört dilime bölen iki çizginin teşkil edeceği yollar arasında dört blokta 14 dükkan, 122 daire inşa edilecekti. 7 Haziran 1925 tarihli Bakanlar Kurulu kararnamesinde 12 dükkan 123 daire bulunduğu kayıtlıdır. Koska Tramvay Caddesi’ne bakan bloklarda bodrum, zemin katı üstünde üç kat ve çatı katı ile zemin katta cadde cephelerinde dükkanlar mevcut olacaktı. Arka blokların zemin katında dükkan olmadığından dört kat düşünülmüştü. Binanın şartnamesi ve planları Mühendis Mecmuası’nın 1922’deki 12. ve 13. sayısında yayımlanmıştır.
VE OTEL OLUYOR…
25 dükkân, 124 daire bulunan dört bloktan oluşur. Binaların yapımı 1919’da başlar, 1922’de tamamlanır. Harikzedegan Apartmanları Cumhuriyet’in ilanından kısa bir süre sonra ise gelir sağlamak amacı ile Atatürk’ün isteği ile yeni kurulan Türk Tayyare Cemiyeti’ne (THK) devredilir ve Tayyare Evleri olarak anılır. Alt kattaki dükkânlarda İstanbul’un ünlü baklavacıları ve kebapçıları da kiracı olarak yer alırlar. 1980’li yıllarda ise bina otele dönüştürülür. Binalar zamanla gözden düştü. Varlıklı kiracılar yeni yapılan apartmanlara taşındıkça oturanların gelir düzeyi düştü, binaların bakımı ihmâl edildi. 1955’te bir tadilat yapılmışsa da artık binalar çok yıpranmıştı. 1960’larda Tayyare Apartmanları’nın iş hanına dönüşmesi önerisini reddeden Anıtlar Kurulu, Mimar Ertem Ertunga’nın çizdiği otel projesini 1986’da onayladı. 1987’de tamamlanan restorasyon ile Tayyare Apartmanları’nda 265 odalı, 5 yıldızlı bir otele dönüştü. Bu sırada orta avluların ve bloklar arasında kalan iç sokakların üstü cam tonozlarla kapatıldı; servis hacimleri için de blokların altına bir bodrum kat kazıldı. T.A. halen otel olarak hizmet veriyor.

 

Döneme ait detaylı resimler ve bilgi için kaynak :  https://tarihdergi.com/ilk-betonarme-apartman-1922de-lalelide-yapildi-harikzedegan-apartmanlari-tayyare-apartmanlari/