Sağlık müzesi nasıl İtalyan karargahı oldu?

Sultanahmet Tramvay Durağının yanındaki bina, önemli ilklere ev sahipliği yaptı. 1875 yılında yanan ahşap konak yerine, Defter-i Hakani Senedat (Tapu Kadastro) Müdürü Salih Efendi tarafından yaptırılan kagir konağın alt katında, yedi dükkan bulunmaktaydı. Dükkanlardan biri, ‘Büyük Kahve’ adıyla bilinen bir kahvehaneydi. Diğer dükkanlarda, İstanbul halkına leziz içme suyu satılmaktaydı. Bu bina bir zamanlar aynı zamanda film merkeziydi. Sonra okul oldu. Sonra da müze oldu. Ama en büyük acıyı ise İstanbul’un işgali sırasında çekti. Zira müze de ne kadar sergilenen eşyalar varsa apar topar bir gecede neredeyse toparlandı ve bu bina İtalyanlara teslim edildi. İstanbul’un işgali bitene kadar da bu bina işgali sürdü. İşte bu binanın hazin öyküsü:

 

TÜRKİYE’NİN İLK SAĞLIK MÜZESİ
Türkiye’nin ilk Sağlık Müzesi 1917 yılında, nüfusun büyük bir bölümünü etkileyen salgın hastalıklara karşı halkı bilinçlendirmek amacıyla kurulmuştur. Bu tarihten 1989 yılına kadar 72 yıl boyunca Sultanahmet Divanyolu’ndaki Salih Efendi Konağında varlığını sürdürmüştür. 1917’de dönemin Sıhhiye Umum Müdürü Dr. Adnan Adıvar tarafından kurulmasına karar verilmiş ve müze müdürlüğü için Dr.Hikmet Hamdi Bey görevlendirilmiştir. Dr.Hikmet Hamdi doktorluğunun yanında, iyi bir ressam ve hattattır. Teknisyen Halit Hakkı Bey de mülaj mütehassısı olarak atandı. Sıhhi Müze, Hıfzıssıhha Müzesi adıyla 23 Temmuz 1918 tarihinde, Sultanahmet Divanyolu’ndaki bugünkü binasında açıldı.  Fakat İstanbul’un işgali sırasında ise müze bir gecede boşaltılarak İtalyanlara verildi. Bu esnada sergilenen birçok eşya zarar gördü.
MÜZEDE MÜLAJ ATÖLYESİ DE VAR
Müzede bir resim atölyesi ve bir mülaj atölyesi kuruldu. Resim atölyesinde hastalıklar ve korunma yollarını gösteren tablolar yapılıp; hastalıklar dışında beslenmek için kıymetli gıda levhaları, kalori cetvelleri, alkolün zararları, kalp, akciğer, mide, beyin üzerinde alkol etkisiyle meydana gelen kırılmaları gösteren diseksiyon tabloları yapılırdı. Bunların dışında yüksek ökçeli ayakkabıların ayaklarda yaptığı değişimler, yeni doğan sağlığı, kundaklar ve bunun gibi konularda levhalar yapıldı; mülaj atölyesinde Halit Hakkı Bey tarafından hastalıkların insanda yaptığı tahribatı gösteren mülajlar yapıldı.
YENİDEN SAĞLIK MÜZESİ
1918 yılından 1989 yılına kadar bina Sağlık Müzesi olarak kullanıldı; yapılan onarımdan sonra zamanla müze fonksiyonunu kaybetti ve İstanbul Sağlık Müdürlüğü’nün ek hizmet binası olarak hizmet vermeye başladı.  2011 yılında bina yeniden müze işlevi kazandırılmak üzere restorasyona girdi ve halen devam etmektedir. İlk kurulan Sıhhiye Müzesi daha sonra ülke genelinde kurulan 12 müzeye de öncülük etmiştir.
HALKA ORDUYU ANLATAN FİLM MERKEZİ
Enver Paşa, Harbiye Nazırlığı sırasında sinemaya özel bir önem verdi. Enver Paşa bu amaçla, Ordu Sinema ve Film Merkezi’ni kurdu. I.Dünya Savaşı yıllarında Milli Müdafaa Cemiyeti binayı kullandı, alt katına bir sinema stüdyosu kurarak, ordu ve halk arasında işbirliğini güçlendirecek belgesel filmler çekti. İlk Türk Sinemacısı Fuat Uzkınay da,bu çalışmalar sırasında öne çıktı. Konak bu dönemde, Ordu Film Merkezi olarak kullanıldı. Divanyolu’ndaki bu konak, bugün de varlığını sürdüren birçok kuruma ev sahipliği yaptı. Bina, 1911-1914 yılları arasında Yıldız Teknik Üniversitesi’nin çekirdeğini oluşturan Kondöktör Mekteb-i Alisi’ne hizmet verdi. 1920-1921 yılları arasında, Sanayi-i Nefise Mektebi’ne ev sahipliği yaptı.

Kaynaklar:

Görüntülü olarak izlemek için lütfen tıklayınız: 

www.istanbulsaglik.gov.tr/w/smuzesi/muze_tarihi.asp

www.ito.org.tr/itoyayin/0026608.pdf