Minarelerin şerefelerinde nazar boncuğu olur mu?

Hazırlayan: Fahri Sarrafoğlu

Bezm-i Alem Valide Sultan yaptırdığı kendi adıyla bilinen Camiinin minarelerine nazar boncuğu şeklinde bir motif konması için Mimar Garabat Balyan’a rica ediyor. Valide Sultan minarelerin farklı olmasını ve caminin nazara karşı da bir sembol konmasını istemişti. Fakat Balyan usta bunun mimari olarak mümkün olmadığını caminin estetiğini bozacağını söylemesine rağmen bir türlü ikna olmayan Valide Sultan’a karşı ne yapacağını düşünürken imdadına Feyzullah Efendi Kütüphanesi müdürü Ali Emiri Efendi yetişir.

 

MİNARELERİN ŞEREFELERİNE NAZAR BONCUĞU

Ali Emiri Efendi, Akantüs ağacının yaprakları dikenli olması nedeniyle binaları kötülüklerden ve uğursuzluklardan koruması için tarih boyunca bolca kullanıldığını söyler Garabat Balyan Usta’ya. Ali Emiri Efendi, bu ağacın yapraklarının eski Yunan ve Mısır medeniyetlerinde bolca kullanıldığını ve kullanılma sebebinin de negatif enerji yani nazara karşı bir koruyucu kalkan görevi yaptığına inanıldığı için tercih edildiğini söyler. İşte Garabat usta bu bilgiyi alır almaz doğru soluğu Valide Sultan yanında alır ve Bezm-i Alem Valide sultanın ikna edilmesiyle minare altlarındaki çiçek motifleri Akantüs ağacı yaprakları kullanılır.

VE MİNARELERDE YENİ BİR GELENEK BAŞLIYOR
Bezm-i Âlem Valide Sultan Camiinde Akantüs yaprağının kullanılmasından sonra adeta minarelerde bu ağacın yaprağını kullanma geleneği hızla kullanılmaya başlandı.

 

 

 

 

 

Valide Sultanın oğlu Padişah Abdülmecit Han kendi yaptırdığı Mecidiye Camii ve Hırka-i Şerif Camii minarelerinde de bu yaprağın kullanılmasını istedi. Böylece diğer camilerin minare şerefelerinde artık bu ağacın yaprakları kullanılması geleneği de başlamış oldu.