KOYUN BABA (Ni’mel Ceyş) ve SABİRE SULTAN

KOYUN BABA (Ni’mel Ceyş) ve SABİRE SULTAN

Mübarek kabirleri, Fatih’te, Akşemseddin Mahallesi, Koyun Baba Parkı’nın hemen yanında yer almaktadır. İstanbul’un fethine katılmış Horasan erlerinden olan Koyun Baba daha sonraları Fatih Sultan Mehmed’in çobanı olmuştur. Eskiden yaramaz çocukların uslanmaları için Koyun Baba kabri ziyaret edilirmiş. Ord. Prof. Dr. Ahmed Süheyl Ünver’in verdiği bilgiye göre 1935 yılında kabrinin üzerinde yuvarlak taş üzerinde şu yazı varmış:

Bende-i Âli Abâ

Merhûm Koyun-Baba

Hazretlerinin

Rûhiyçün el-Fâtiha

Bu taş bugün mevcud değildir. Günümüzde etrafı mermer, yeşil demir parmaklık ile çevrili kabrinde şu ibareler yer almaktadır:

Koyun Baba

ve Sabire Sultan

Ruhuna Fatiha

KOYUNBABANIN HİKAYESİ ŞÖYLE:

Koyun Baba Hazretleri hakkında şu menkıbe anlatılmaktadır: “olduğu söylenir. İstanbul’un fethine katılmış, Üstün cesareti, usta dövüşçülüğü ile daha o günlerde Fatih Sultan Mehmed’in gözüne giren genç askeri Padişah fetihten sonra da yanından bir an için olsun ayırmamış. Önceleri sarayda bırakılıp ufak tefek işler için görevlendirilen genç asker bir zaman gelmiş saraydan sıkılmış bunalmış. Bir gün dayanamayıp çıkmış Padişahın huzuruna…

-Ne olur Padişahım azat edin beni. Burada bir işe de yaramıyorum. Halbuki ben faydalı olmak, bir şeyler yapmak ve size olan bağlılığımı ispatlamak istiyorum.

Padişahın pek hoşuna gitmiş bu sözler. Açık sözlü açık yürekli askere şöyle bir bakmış.

-Anlıyorum sıkılmışsın belli bu halinden. Sonra bir an için düşünmüş ve kararlı bir sesle devam etmiş:

-Sana bir görev vereceğim, tam senin için biçilmiş bir kaftan. Git dağ bayır dolaş koyunları otlat. Bundan sonra sarayın sürüsü sana emânet.

Bu vazife pek hoşuna gitmiş genç askerin. Günler günü dağ bayır dolaşmış. Günler geçtikçe olgunlaşmış, gün gelmiş ki kemâle ermiş. Koyunlarının peşinde dolaşıp durmuş. Geçtiği yerlerde çoğu zaman bir alay çocuk peşine takılır bu saçı sakalı birbirine karışmış, göğsü bağrı açık, kendinden geçmiş çobanın peşinden hep bir ağızdan bağırırlarmış. “Koyun Baba! Koyun Baba! Koyunlarını otlatsana!”

Böylece Fatih Sultan Mehmed’in çobanına yaramaz çocuklar “Koyun Baba” ismini takmışlar. Hak aşığı Koyun Baba dağlarda bayırlarda yıllar yılı gezmiş. Bir gün onu ulu bir çınarın altında ölü olarak bulmuşlar. Senelerce beraber gezdirdiği koyunları kuzuları etrafındaymış Koyun Baba’nın. Onun ölüm haberi Padişah’a gittiğinde Sultan Fatih çok üzülmüş. Hükümdarı. Onun Fatih semtinde bir yere defnedilmesini ferman buyurmuş. Böylece İstanbullular Koyun Baba’yı şehrin en güzel semtlerinden birisinde baş tacı etmişler.

Restarasyon sonrası Sabire Sultan mezarı kayıp

MAHALLENİN HAYIR SAHİBİ SABİRE SULTAN KİMDİR?

Koyun Babanın mezarının üzerindeki beyaz mermer taşta da yazdığı gibi bu yüce zatın yanında bir de Sabire Sultan isminde bir hanım yatmaktadır. Bu Koyun Babanın mezar arkadaşı Sabire Sultan için de değişik bir efsane vardır.

Rivayete göre Padişah Sultan Abdülaziz Han bir gece rüyasında başında beyaz namaz başörtüsü olan nur yüzlü bir kadın görmüş. Kadın, Padişaha mahsun mahsun bakıyor sanki bir şey söylemek istiyormuş.

Padişah: Söyle bakalım Hatun nedir istediğin?

Kadın çaresizlik içindeymiş gibi başını iki yana sallamış. Gözlerinden ip gibi inen yaşlarla Padişaha şunları söylemiş:

-Yüce Hükümdar. Benim ismim Sabire. Fatih’te Hırka-i Şerif Camii’nin bitişiğindeki evde oturuyorum. Bu gece öldüm. Ama ömrüm müddetince bütün isteğim Koyun Baba Hazretlerinin yanına defnedilmekti. Vasiyet etmiştim. Fakat zannetmem ki komşular beni oraya defnetsinler. Ne olur himmet edin de kendime çok yakın bulduğum Koyun Baba’nın yanına defnedileyim.

Sabah olduğunda şöyle bir düşünmüş Padişah ve gece gördüğü rüya aklına gelmiş birden. Bu rüyada bir gerçek payının bulunduğunu hissetmiş ve kadının rüyasında anlattığı yere tez elden bir adam yollamış.

-Git bakalım burada Sabire Sultan isminde bir kadın var mı?

Adam geri döndüğünde Padişaha şu haberi vermiş:

-Evet, Sultanım. Dün akşam aniden ölmüş bu kadıncağız. Şimdi cenazesi kaldırılmak üzere. Fakat kadının ailesi ile komşuları kavga halindeler, birbirlerine düşmüşler. Kadın o civarın evliyası Koyun Baba’nın yanına defnedilmeyi vasiyet etmiş. Ailesi bu vasiyeti yerine getirmek isterse de Hırka-i Şerif Camii’nin imamı başta olmak üzere bütün mahalle karşı çıkıyor. Kadını Koyun Baba’nın yanına defnetmek istemiyorlar. Cenazesi ortada kalmış.

Padişahın rüyası böylece bir an içinde gün ışığına çıkmış. Hükümdar hemen kuşanıp gelmiş camiye ve irade buyurmuş.

-Sabire Sultan, Koyun Baba’nın yanına defnedilecek.

Böylece Sabire Sultan’ın arzusu yerine gelmiş olur.

Ruhlarına el-Fatiha

Kaynak: Ord.Prof.Dr. Süheyl Ünver