Kâbe örtüsünün renkleri nasıldı

Değerli dostlar, Kâbe örtüsünün rengini hepimiz siyah biliriz değil mi, ama Mekke müzesini gezen Ali Reis Topçu Bey’den aldığım fotoğraflara baktığımız zaman Kâbe örtüsünün aslında bizim bildiğimiz gibi hep siyah olmadığını bir dönem kırmızı, bir dönemde yeşil olarak Kâbe’ye örtüldüğünü görüyoruz. Aşağıdaki göreceğiniz fotoğraflar Sayın Topçu’nun fotoğraf koleksiyonundan aldım. Kendisine teşekkür ediyorum. Bu arada Kâbe örtüleri ile yaptığımız kısa bir araştırma var, detayları şu şekildedir:

MEKKE FETHEDİLDİĞİNDE KÂBE ÖRTÜSÜ NE OLDU?
Resulallah Efendimiz Kâbe’yi fethettiğinde sahabelerle içini putlardan temizlemiş, yıkamış, fakat müşriklerin örttükleri örtüyü indirmemiştir. (630) Aynı sene içinde bir kadın buhur ile Kâbe’yi tavaf ederken örtüyü dikkatsizlikle yakmıştır. Bu kazadan sonra Müslümanlar Kâbe’yi  Yemen’den gelen yeni bir örtüyle örtmüşlerdir.

PEYGAMBERİMİZ ÜÇ DEFA KABEYİ ÖRTÜYOR
Hadis kaynaklarına göre Resulallah Efendimiz vefatına kadar uzanan süreçte Kâbe’yi üç defa örtmüştür. Vefatından sonra halifeler ve sonraki İslam Devletleri’nde Kâbe’yi örttükleri biliniyor. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer döneminde Kâbe Mısır’dan gelen Kabati kumaşiyle örtülüyordu.

KÂBE ÖRTÜLERİNİN DOKUNDUĞU YERLER
Emeviler Dönemi Kâbe örtüsü,  Şam’da dokunur,  Medine’ye gönderilir, Mescid-i Nebevi’de halkın görmesi için sergilenir, daha sonra Kâbe’ye gönderilirdi. Kâbe örtüsü ipektendi. Abbasîler Döneminde ise, ilk defa yazı işlemeli Kâbe örtüsü dokunulmaya başlandı. Abbasiler döneminde kumaş dokuma, boyama ve işleme teknikleri gelişmişti. Al-Mahdi 776 senesinde ilk defa üzerine yazı işlenmiş Kâbe örtüsü hazırlatmıştır. Kâbe duvarlarına misk ve amber sürdürmüştür. Kâbe üç çeşit kumaş ile örtülmüştür = Kabati (Keten), hizz (Yün) ve dibağ (İpek). Hüseyin b. Hasan al-Alavy döneminde Kâbe sarı ve beyaz olmak üzere iki ipek kumaş ile örtülüyordu. Kâbe örtüsü üzerine Besmele ve Salavat örtüye işlenmişti. Al-Mamun döneminde Kâbe örtüsü kırmızı veya beyaz ipektendi. İbn Abd Rabbihi (vefatı 939 senesi) yazdığı eserinde Kâbe örtüsünün Horasan’dan gelen kırmızı ipekten olduğunu, üzerindeki halkalarda El-Hamdu-Lillah, Subhan-Allah, Allahu-Akbar, Allah Al-Aliyy, Al-Azim yazılı olduğunu bildirmiştir.

 

VE KÂBE ÖRTÜSÜ ARTIK İSTANBUL’DA DOKUNUYOR
1517 senesinde Sultan Selim Hadım al-Harameyn aş-Şarifeyn= İki kutsal Haramın hizmetçileri ismini üstlendi. Çok dindar bir padişah olan Sultan Ahmed tahta geçtikten sonra, Kâbe-i Mükerreme ile Ravza-ı Mutahhara’nın örtülerini İstanbul’da dokutmaya başladı. Kâbe örtüsü daha önce masrafları İstanbul’dan gönderilmekle birlikte Mısır’da dokutuluyordu.

48000 dirhem ipek harcanarak dokunan örtü İstanbul’dan Sürre Emini nezaretinde törenle gönderiliyordu. Kâbe örtüsü kutsaldı. İstanbul’a getirilen eski örtü şehrin ileri gelenleri arasında paylaşılır ve özel sandıklarda saklanırdı. Bu örtü parçalarının tabutların üzerine örtülmesi adetti.

Kâbe örtüsü siyah ipektendi: Renk, dikiş ve işlemeleri Memluklerin dokuduğu örtüye çok benziyordu. Örtü 30 günde hazırlanıyordu. Kâbe örtüsü 1706 senesine kadar Mısır’da, 1706‘dan-1860’a kadar İstanbul’da dokundu. Sonra tekrar Mısır’da dokunmaya başlandı. 1.Dünya Savaşı esnasında Kâbe örtüsü Mısır’da değil, İstanbul’da dokundu. Osmanlıların gönderdiği kisve Medine’de muhafaza edildi ve 1922 yılında kullanıldı. 1923 senesinde kisve Irak’ta dokunuldu.

Suudi Arabistan Döneminde Kâbe örtüsü

1804 yılında Saud Abd el-Aziz Medine’yi, 1806’da Mekke ve Cidde’yi ele geçirdi, Osmanlı hac kervanlarının girişine izin vermedi. Osmanlıların hutbelerini yasakladı. Sultan Selim III.‘ye mektup yazarak Mısır ve Suriye mahmallarını (= Kisve taşıyan kervan) göndermemesini, bunun Vahhabilere göre bidat olduğunu açıkladı. Saud 1806’da Kâbe’yi kırmızı ipekten kisve ile sonraki senelerde siyah ipek ve siyah ketenden kumaş ile örttü.

 

1927 senesinde Kral Abdul-Aziz oğluna (Kral Faysal) kisve dokunulan atölye kurmaya teşvik etti. 1927 de Mekke’de kurulan atölyeden sonra, 1974 de Mekke dışında bir atölye kuruldu ve kisve artık orada dokunuluyor.

Kaynak: Die Kiswa der Ka‘ba in Makka. Abdelaziz Gouda. Kairo-Ägypten. Berlin 1989.