İstanbul’da kaç patrikhane var?

İstanbul kadim bir şehirdir. Birçok dini de içinde hoşgörü ile barındırır. Her dinin en üst yöneticilerinin ikamet ettiği veya ibaret ettiği farklı mekânlar vardır.  Bunlar arasında Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi- Ermeni Patrikhanesi, Türk Ortodoks Patrikhanesi, İstanbul Süryani Ortodoks Cemaati ve Bulgar cemaatine ait olan Bulgar Ekserhanesi vardır. Bunun dışında başka varsa da bilmiyorum. Biz geçtiğimiz günlerde Şişli’de bulunan Bulgar Ekserhanesi’ni sizler için gezdik.  Buranın ilginç hikayesinin detayları şöyle:

 NEDEN AYRI BİR PATRİKLİK İSTEDİ?
Osmanlı döneminde İstanbul’da oturan Bulgarlar 19. yüzyıl ortalarına kadar Fener’deki Rum Ortodoks Patrikhanesi’ne bağlı kiliselerde ibadet ediyorlardı. 18. yüzyıl sonlarında Balkanlar’da başlayan milliyetçilik hareketleri Bulgarları da etkiledi. Bulgarlar bağımsızlık düşüncelerine paralel olarak Rum Ortodoks kilisesinden ayrı, bağımsız bir Bulgar Ortodoks kilisesi kurmak için de mücadeleye giriştiler. 1839’da Tanzimat Fermanı’nın ilan edilmesiyle, Müslüman olmayan Osmanlı uyrukluların da Müslüman olanlarla eşit haklar elde etmesi, Bulgarları bu mücadelelerinde umutlandırdı.

“Anlamadan ibadet etmek istemiyoruz”
İstanbul’daki Bulgar cemaatinin önderlerinden İstefanaki Bey (Stefan Bogoridi) Eylül 1848’de devlete başvurarak Bulgarların, Rumlarla aynı mezhepten olmakla birlikte, Rumca bilmedikleri için Rum kiliselerindeki ayinleri anlayarak dinleyemediklerini söylüyordu. Oysa Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler gibi onların da ayrı bir cemaat oluşturduklarını ve kendi dillerinde ibadet etmek arzusunda olduklarını belirtti. Özellikle büyük yortularda Bulgarların da Rum kiliselerine gitmesinin ‘izdihama yol açtığını, kalabalığa son verilmesinin sağlık bakımında da uygun olacağını anlattı. Ayrıca Rusya Sefaretinin, çoğu saf olan Bulgarları, onlar için bir kilise inşa edebileceğine inandırdığını, ama önce bir papaz evinin yapılarak ibadetin burada sürdürülmesinin daha uygun olacağını, bu iş için kendisinin Fener semtindeki bir arsasını bağışlamaya hazır olduğunu bildirdi.

DİPLOMASİ DİLİ SAYESİNDE SORUN ÇÖZÜLÜYOR
 İstefanaki Bey böylece bir yandan, Osmanlı Devleti’nin böyle bir konuya anlayış göstermemesi durumunda önceden beri Osmanlı topraklarında yaşayan Ortodoks uyrukluların koruyucusu rolü oynayan Rusya’dan destek alabileceğini üstü kapalı olarak belirtiyor, bir yandan da fetihten beri İstanbul’da yeni bir kilise inşa edilmesinin ‘şer’en’ yasak olduğunu bildiği için, aşırı bir istekte bulunmayarak şimdilik içinde ibadet edilebilecek bir papaz evi yapılması gibi yumuşak bir çözüm öneriyordu. Osmanlı yönetimi Bulgarların ayrılmasıyla Rum Patrikhanesi’ne bir darbe vurulacağını da hesaplayarak 12 Eylül 1848’de Bulgarların “metoh” adını verdikleri papaz evinin yapılmasına izin verdi. Bu izin zamanla kurulacak bağımsız Bulgar kilisesinin oluşturulmasının da ilk adımı olmuştur.

VE BULGAR PATRİKLİĞİ KURULUYOR
Bulgarlar, 1860’da devlete Rum patriğini artık dinsel önder olarak tanımayacaklarını bildirdiler. Bu hareketle bağımsız kiliseye doğru bir adım daha atılmış oldu. Osmanlı yönetimi ise ayrı bir Bulgar kilisesi kurulmasıyla hem Rum Patrikhanesi’nin gücünün iyice azalacağını, hem de Rusların Bulgarları kışkırtmak için kullanacağı kozlardan birinin yok edilmiş olacağını hesaplıyordu. Böylece 11 Mart 1870’te bir ferman çıkarılarak bağımsız Bulgar kilisesinin kurulmasına izin verildi. Fermana göre bundan böyle Bulgar cemaatinin başında bir eksarh bulunacaktı. Eksarh, önder ya da başkan demekti. Yunanca “eksarkhos” sözcüğünden geliyordu ve Ortodoks kilisesi hiyerarşisinde patrikten aşağıda, metropolitten yukarıda bir rütbeyi belirtiyordu. Yeni oluşturulan kilise Bulgar Ekserhhanesi ya da Bulgar Eksarhlığı olarak anılacaktı. Eksarhane Ortodoks kilisesinin temel yasalarına uyacak, Rum Patrikhanesi de eksarhaneyi tanıyacak ve başta eksarh seçimi olmak üzere, onun işlerine karışmayacaktı. Böylece bağımsız Bulgar Ortodoks kilisesinin kuruluşu tamamlandı. Bulgar Eksarhhanesi binası Halaskârgazi ve Abide-i Hürriyet caddeleri arasında uzanan geniş bir bahçe içinde yer alan yapılar topluluğudur. Halen giriş kapısı olarak Abide-i Hürriyet Caddesi üzerindeki 124 no’lu kapı kullanılmaktadır.

ŞİŞLİ’DEKİ EKSARHANENİN ÖZELLİKLERİ
Esas yapı 19. yüzyılın sonlarına tarihlenmektedir. Eksarh I. Jozif tarafından satın alınarak eksarhhane olarak kullanılmaya başlanmıştır. Yapı bodrum, zemin, üst ve çatı katı olmak üzere toplam 4 katlıdır. Eklektik (seçmeci) üslupla inşa edilmiş olan yapı ahşap karkastır ve plan karakteri bakımından iç sofalı (karnıyarık) tipe girer.  Bahçede yer alan ve 16 Eylül 1872’de Fener Patrikhanesi Sen Sinodu’nun, Bulgar kilisesinin kendisi ile bir bağı kalmadığını açıklamasını anımsatan anıtın üzerinde 1872 tarihi okunmakta, ayrıca bir de çan bulunmaktadır. Çanın üzerinde ise, çanın 1901’de Pınarhisar’da, K. Mihail adlı bir usta tarafından döküldüğüne dair bir yazıt yer almaktadır

Eksarhlık, 1945 yılında Patrikhâne tarafından tanındı ve 1953 yılında Bulgar Patrikliği’ne dönüştürüldü.Rum patriğinin ikâmet ettiği binaya Patrikhane dendiği gibi, Bulgar ruhâni liderinin bulunduğu Fener’deki yere de Eksarhhâne denirdi.

Bulgar Eksarhane binası, Şişli semtinde, yeşil, bakımlı ve geniş bir bahçenin içinde, günlük gürültüden ve meraklı gözlerden uzak , güzel ahşap bir bina olarak yükselir.

1907 yılında, varlıklı Bulgarların yardımıyla Eksarhlık konutu olarak alınmış ve Bulgar Eksarhanesinin ihtiyaçları için kullanılmıştır. Giriş katındaki odalardan biri Eksarh Yosif.1’in çalışma odasıdır. Otantik görünümü korunmuş olup ziyarete açıktır. Bu odada, Sultan Abdülaziz’in 1870 yılında Bulgarları, İmparatorluğunun içinde ayrı bir millet olarak tanıdığı ferman da bulunmaktadır. Hemen yanında,  kilise yönetim kurulunun mutat toplantılarını yaptığı toplantı odası bulunur. Orta katta, oldukça harap bir vaziyette,  kabul salonu bulunur. Buradaki bazı eşyalar ve tablolar, gerekli maddi imkânlar bulunduğunda yenileneceklerdir. Buradan , bir tahta merdivenle Aziz Boris-Mihail paraklisine ulaşılır.

Kaynaklar: http://dergipark.gov.tr/download/article-file/414944

 http://erdemevcil.blogspot.com/2014/11/bulgar-eksarhhanesi.html