İstanbul’da bir farklı müze…

 Tarihi mal olmuş insanlarla tanışmaya hazır mısınız?

 Jale Kuşhan: “Türkiye’nin ilk ve tek balmumu heykel müzesiyiz…

 Röportaj: Fahri Sarrafoğlu

Türkiye’nin ilk ve tek Balmumu Müzesi’nin sahibi Jale Kuşhan tarafından hayata geçirilen tarihe mal olmuş önemli isimler ziyaretçilerini bekliyor. Dünyaca ünlü 60’a yakın kişinin eserinin yer aldığı İstanbul Balmumu Heykel Müzesi’nde, birebir ölçülerde, protez göz, balmumu heykel protez diş ve gerçek saç kullanılarak hazırlanan balmumu heykeller yer alıyor. Her bir heykelin, döneminin dekoru ile sergilendiği müzede, bazı heykeller de hareket özelliği ile ziyaretçilere dördüncü boyutu yaşatıyor. Müzenin kurucusu ve sahibi Kuşhan ile kısa bir sohbet yaptık:

 

Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

 

Ankara Üniversitesi, Jeofizik mühendisliği bölümünden mezun oldum. Kısa bir süre İstanbul  Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş idari bölümde görev yaptım. Daha sonra bir inşaat şirketinde çalışırken, Ülkemizde Rusça bilen elemanlara yoğun ihtiyaç duyulduğunu fark ettim. Bunun üzerine, Ukrayna’nın Odessa şehri Politeknik Üniversitesinde Rus dili  bölümüne kayıt yaptırdım. Ülkemize döndükten sonra, kendi şirketimi kurarak, Rusya’ ya ihracat yapmaya başladım.

Neden böyle bir müze kurmak aklınıza geldi?

St. Petersburg şehrinde bir fuar’a katılmıştım. Çalışma saatleri dışında, şehrin kültür mekânlarını dolaşırken,  Balmumu heykel Müzesini gezme olanağı buldum.

Böyle bir müzeyi ilk defa görüyordum ve çok etkilendim. Ülkemizde bir ilk’i gerçekleştirmek istedim.

Bu müzenin en büyük özelliği nedir? Sanırım Türkiye’de bir ilk olması özelliği var değil mi? Bunun dışında başka özellikleri de var mı?

Türkiye’nin ilk ve tek balmumu heykel müzesiyiz. Gerek madam tussaud, gerekse St. Petersburg müzesi yaklaşık 300 yıllık müzelerdir. Bizim yerleşik duruma geçişimiz üzerinden, henüz bir yıl dahi geçmedi. Bu açıdan bakıldığında çok iyi durumda olduğumuzu söyleyebilirim. 60 adet heykelimiz bulunmakta, bunların bir kısmı yaklaşık 80 yıllık, Sovyet döneminde çalışılan heykellerimiz var. Müze bünyesinde atölyemizi kurduk, heykel çalışmalarımızı burada devam ettiriyoruz. Dünyadaki diğer balmumu heykel müzelerinden farklı olarak, kişiye özel balmumu el çalışması yapabiliyoruz. Ayrıca müzemizde konusunda uzman rehberler eşliğinde, bire- bir rehberlik hizmeti verilmektedir. Görsel anlatım, akılda kalıcı. Kültür-sanat zevki, tarih bilinci ve sevgisi aşılamada son derece yararlı olmaktadır. Bunun dışında bazı heykellere hareket vererek heykel sanatına dördüncü boyut kazandırmış olduk.

Önümüzdeki günlerde müzede yeni isimler olacak mı? Ya da yeni ilaveler neler olacak?

Müze çıkışında ziyaretçi defterimiz bulunmakta, ziyaretçilerimizin görüşleri doğrultusunda ve okul müfredatınıda göz önünde bulundurarak yeni heykel yapımına devam etmekteyiz.

Çocuklara yönelik karakterlerin yer alacağı bir bölüm oluşturmaktayız. Önümüzdeki hafta Madonna’nın, Sonraki aylarda değerli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un heykeli Müzemizde yer alacak. Ayrıca popüler sanatçılarımızdan sürpriz isimler de sergilenecektir.

Ziyaretçi profili hakkında bir bilgi var mı, kimler daha çok geziyor, tepkileri nelerdir?

Balmumu heykel sanatı, bütün dünyada olduğu gibi,  ülkemizde de toplumun hemen hemen her kesimi tarafından yoğun ilgi görüyor. Halk bu sanatı sıcak buluyor, kendilerine yakın görüyorlar. Ancak sizinde gözlemlediğiniz gibi tanıtımımız yetersiz, daha fazla çalışmamız gerekir. Öğrenci gruplarımız daha yoğun, yaz aylarında bazı günler yabancı ziyaretçilerimiz yerlilerden daha fazla olabiliyor.

Ziyaretçilerin görüşlerini de alıyorsunuz, neler söylüyorlar, izlenimleri nelerdir?

Diyebilirim ki bugüne kadar ziyaretçilerimizin yaklaşık % 95 ‘inden çok olumlu izlenimler aldık. Tarihi ve müzeyi burada sevdik diyen çok ziyaretçimiz oluyor. Genellikle  Atatürk’ün heykeli konusunda eleştiri alıyorduk. (Çünkü herkesin kafasındaki Atatürk imajı farklı, her resmi, her büstü de farklı. Her sanatçı resim ve büstlerine yorum katmış, rötuşlar yapmış. Balmumu heykel sanatında milim hatası kişiyi farklı gösteriyor.) yeniden çalışıldı.

Bir de ışıklandırmanın yetersizliğini dile getiren ziyaretçilerimiz olabiliyor. Balmumu heykel ışıklandırmalarında düşük voltajlı sarı ışık kullanmak gerekir. Ortam çok aydınlatılmamalı, heykel’ e ışık verilmeli ki ön plana çıksın. Ama yinede ışıklandırma sistemini yeniden gözden geçireceğiz. Yeni çıkan armatürleri kullanacağız.

AB ülkeleri içerisinde bir sıralama yaparsak müzenin konumu hakkında bir sıralama söz konusu mu? Yani AB ülkelerinde benim bildiğim kadarıyla Londra vardı…

AB ülkelerinde, Madam tussaud’ un şubeleri, Fransa, Hollanda ve Almanya’da var. Onun dışındaki ülkelerde balmumu heykel müzeleri yok. Bu anlamda gurur duyulacak bir durumdayız. Üstelik biz herhangi bir ülkedeki müzenin şubesi konumunda da değiliz. Yurtiçi ve yurtdışından birçok AVM ve kültür- sanat kurumlarından sergi talepleri almaktayız. Özellikle siz değerli basın mensuplarımızın vermiş olduğu katkılardan dolayı, kısa zamanda bilinirliliğimiz açısından önemli aşama kat ettiğimizi düşünüyorum.

Müzenin ücretine de değinmeden geçemeyeceğim, Türk ziyaretçilerine göre biraz pahalı değil mi?

Dünyada balmumu heykel sanatçı sayısı çok az. Balmumu heykel sanatı pahalı bir sanat.

En pahalı müzeler balmumu heykel müzeleridir. Gelir düzeyi bize göre çok düşük olan ülkelerde dahi, (Ukrayna, Rusya, çin ) müze giriş fiyatları bizden birkaç kat fazla, üstelik bizde rehberlik hizmeti de fiyata dahildir.

Ayrıca 10 kişiyi aşan öğrenci gruplarına, %70 ‘e varan indirim uygulamaktayız. Yine yetişkin guruplarına da %50 indirim söz konusudur.

Müze giderleri karşılandıktan sonraki gelir ile yeni heykel yapımına devam etmekteyiz. Müzemize, her iki ayda bir yeni heykel İlave etmeye çalışıyoruz. Hedefimiz 100 Türk ve dünya büyüğünün yer aldığı bir müze oluşturmak. Ve de yurtdışında sergiler açarak kendi kültürümüzü dünyaya tanıtmaktır.

Balmumu heykel yapımı hakkında da bilgi alabilir miyiz?

Bir heykel üzerinde 8–15 sanatçı çalışmakta ve heykellerin yapımı 1,5–3 ayda tamamlanmaktadır. Heykeli yapılacak kişi yaşıyorsa, kişinin el ve yüzünden mask alınmakta ve birçok açıdan ayrıntılı fotoğraf çekimi yapılmaktadır. Eğer kişi yaşamıyorsa ve mezarının açılması için bürokratik engel yoksa, kişinin mezarı açılarak kemik yapısı incelenmekte, etnoloji ve antropoloji enstitüsü devreye girmekte, böylece kişinin yüz hatları bilimsel çalışma ile tespit edilebilmektedir. Sergimizde yer alan Korkunç İvan ve Timurlenk’te bu yöntem uygulanmıştır. Bu nedenle yüzyıllar önce yaşamış olmalarına rağmen gerçeğe çok yakın olduklarını söyleyebiliriz. Kişi yaşamıyorsa ve mezarının açılmasında bürokratik engeller varsa mevcut fotoğraflar, resimler veya tasvirlerden yararlanılmaktadır. Bire-bir çalışılan heykellerde kullanılan saç ve sakallar gerçek insan saçı ve sakalı, gözler ve dişler ise protezdir.