BU TAŞIN ADI NEDEN “ İBRET TAŞIDIR”

Peki, bu taşın ve çeşmenin hikayesi  nedir? Topkapı Sarayı’nda bu taşın ve çeşmenin çok önemli bir anlamı vardır. Devletine , ihanet edenlerin başının kesildiği, hainlerin cezasının verildiği yerdir…

Önemli kişilerin idamında Bostancıbaşı da bu çeşmeye kadar gelir, infaz sırasında bizzat burada bulunurdu. İn­fazı burada uygulananlar Devlet-i Âli’ye, Sadaret maka­mına veya şeriata karşı gel­miş, isyan etmiş , hainlik yapmış casusluk yapmış, “Ha­rem”‘e göz dikmiş suçlulardı.

NEDEN CELLAT ÇEŞMESİ?

Siyaseten öldürülmeleri gereken kişiler veya Divan-ı Hümayun’da yargılanıp da, idama mahkûm olanların infazı, Topkapı Sarayı’nda, Orta Kapı’ya yakın bir noktada bulunan “Siyaset Çeşmesi” önünde yapılır; cellatlar burada, onların boyunlarını vururlardı.

Siyaset Çeşmesi olarak da biliniyor. Topkapı Sarayı’nda Orta Kapı yakınlarındaki Su Terazisi’nin önünde bulunuyor. Siyasi idamların bir kısmı bu çeşmenin önünde gerçekleştiriliyor, cellatlar, kendilerine verilen görevi yerine getirirken kullandıkları aletleri bu çeşmede yıkıyor. Osmanlı’da idamın şeklini işlenen suçun niteliği belirliyor. Adi suçluların doğrudan kelleleri kesiliyor. Suçta siyasi bir nitelik varsa suçlu önce yağlı kementle boğuluyor, ardından başı gövdesinden ayrılarak saçları şifre denen bir usturayla kazınıyor. Gövdeden ayrılan kazınmış kafa halkın görebileceği bir yerde, çoğunlukla Bab-ı Humayun (Saltanat) Kapısı’nın yan tarafında sergileniyor. Saray cellatları 19.yüzyıla kadar Hırvat, bu yüzyıldan sonra Kıpti kökenli Osmanlı vatandaşlarından seçiliyor. Öldüklerinde Eyüp Mezarlığı’nın üst tarafında kendileri için ayrılmış bir mezarlığa gömülüyor ve başlarına yazısız kaba bir taş konuyor. Cellatlar sarayın güvenliğinden sorumlu olan Bostancıbaşılığa bağlı olarak çalışıyor. Necdet Sakaoğlu’nun “Ta­rihi, Mekânları, Kitabeleri ve Anıları ile Saray-ı Hümayun / Topkapı Sarayı” adlı yapıtın­da (DenizBank Yayınları) belirttiği gibi, “Cellat Çeşmesi” ya da “Siyaset Çeşmesi” diye anı­lan çeşmenin “yaşamı”, Sultan II. Abdülhamid döneminde noktalanır.

Bu olayın öyküsü de şöyle­dir: “Alman İmparatoru II. Wilhelm’in İstanbul’a ilk ziya­reti (1892) programında, Topkapı Sarayı gezisi de oldu­ğundan, sarayda ve avlularda düzenlemeler yapılırken, II. Abdülhamid’in emriyle Siya­set Çeşmesi de sökülmüş, Abdurrahman Şeref Bey’in deyi­miyle “Nice fer­yat ve zârilerin şahid-i câmidi olan bu menhus çeşme” yok edil­meyerek, Bâb-ı Hümayun’un içi­ne taşınmış ; yerine de bir başka yerden sökülen bir Hamidiye Çeşmesi monte edilmiştir.”

Cellatların bir başka önemli görevi de, başkentten uzaklarda gerçekleştirilen önemli idamlarda, kesilen başların salamura ya da bal içine konulup İstanbul’a gön­derilmelerinden sonra, bunla­rın temizlenip, Saray’ın Bâb-ı Hümayun önündeki ibret taş­ları üzerine yerleştirilmesiydi.