İstanbul’da bulunan “Bursa tipi” iki camiden biri: Atik Ali Cami

Fatih’ten Fevzi Paşa Caddesi yoluyla Karagümrük-Edirnekapı istikametine doğru giderken sağda bulunan tarihi caminin en önemli özelliği İstanbul’da bulunan “Bursa tipi” iki camiden biri olmasıdır. Bursa tipi Camilerin en büyük özelliği çok kubbeli olmasıdır. İşte İstanbul’da Kasımpaşa’da bulunan Piyale Paşa Cami ile Fatih –Karagümrük’te bulunan Vasat Atik Ali Paşa Camii;  İstanbul’da bulunan iki Bursa tipi mimari üslupla yapılmıştır. Halk arasında halen Atik Ali Paşa Cami ya da Vasat Atik Ali Paşa Cami olarak bilinen bu caminin bir diğer adı da caminin bahçesinde bulunan su kuyusunun zincirinden dolayı bir zamanlar “Zincirli Kuyu Cami” olarak da bilinirdi. Cami 1502 tarihinde Sadrazam Atik Ali Paşa tarafından inşa ettirilmiştir.

ALTI KUBBESİ İLE FARKLI BİR CAMİ
Bu camiyi yaptıran Atik Ali Paşa’nın Çembertaş’ta yine kendi adıyla bilinen bir camisi daha vardır. İki camiyi birbirinden ayırmak için bir zamanlar bahçesindeki kuyudan halk su çekip kendi evlerinde de kullandığı için “zincirli kuyu “ cami olarak da bilinirdi. Bu cami Bursa tipi Ulucami planıyla İstanbul’da yapılmış iki camiden biridir. Ulucami tipi denilen plan tipinde ufak kubbelerin yan yana kısa açıklıklarla taşınmaktadır. Bu caminin 6 kubbesi vardır.  İstanbul’da bulunan diğer Ulucami örneği ise Kasımpaşa’daki Piyale Paşa Camiidir.  Vasat Atik Ali Paşa Camii’nin yanında bulunan kuyu camiye su tesisatı bağlanmasının ardından kapatılmıştır. Camiinin cadde tarafında kalan ve uzun zaman boş arazi olarak varlığını devam ettiren bölüm daha sonra yeni bir peyzaj yapılarak devamlı suyun aktığı bir farklı görünüme kavuşmuştur.

II. BEYAZIT’IN SADRAZAMIYDI
Vasat Atik Ali Paşa, Sultan II. Beyazıt’ın sadrazamıydı ve Çemberlitaş’ta bulunan Atik Ali Paşa Camii’ni de o yaptırmıştı. Hadım Ali Paşa veya Atik Ali Paşa, Saraybosna doğumlu olup,1511 yılında Amasya’da vefat etmiştir. Sultan II. Beyazıt dönemlerinde iki kez sadrazamlık yapmıştır. Ak hadımlardan olup, devşirme olarak eğitimi Enderun’da görmüştür. Babüssaade ağalığı ve bazı beylerbeyliği görevlerinde bulundu. Sultan II. Beyazıt tahta çıktığı zaman Cem Sultan ayaklanmasında Sultan II. Beyazıt’ın has adamı olarak 1482’de Karaman beylerbeyi yapıldı. Bu görevde iken Cem Sultan ve Karamanoğlu Kasım Bey’in Konya kuşatmasında şehri başarı ile savundu. Sonra Semendire valisi ve Rumeli beylerbeyi oldu. Bu görevde iken Boğdan Prensi “Stefan Çel Mare” isyan etmiş ve Akkerman Kalesi’ni kuşatıp alma girişiminde idi. Hadım Ali Paşa onun üzerine yürüyüp kaleyi kuşatmadan kurtardı ve Prens’in Lehistan’a kaçmasına neden oldu.

Bu seferinden başarı ile dönünce 1486’da vezir oldu. Bundan sonra Hadım Ali Paşa, 1485–1491 döneminde yapılan Osmanlı-Memluk Savaşı’na katıldı ve bu savaşın son safhasında Osmanlı ordusu komutanı oldu. 1488 yılında devam eden savaşta Osmanlı Ordusu vezir Hadım Ali Paşa komutanlığı altında Çukurova’ya hücuma geçip burayı, özellikle Adana, Tarsus, Anazarva, Sis kalelerini ele geçirdi. Sonra Venediklilerle yapılan savaşlara iştirak etti. 1500’de Mora yarımadası ile Navarin, Zantio, Modon ve Koron kaleleri ile Kefalonya ve Ayamavri adalarını aldı. Bunun üzerine ikinci vezir oldu. 1501’de Venedikliler bir baskınla Navarin’i tekrar ele geçirdikleri için bu kale üzerine tekrar gidip Kemal Reis’in denizden desteği ile geri aldı. Mora valiliğine tayin edildi.

1501’de Mesih Paşa’nın ölümü ile ilk kez sadrazam yapıldı. İki yıl sonra azledilerek yerine Hersekli Ahmet Paşa getirildi. 1506’da ikinci defa sadrazamlığa getirildi ve ölünceye kadar bu görevde kaldı.

SÜSLÜ OLMAYAN SADE BİR CAMİ
Dikdörtgen mekân, iki kalın pâyenin yardımıyla altı bölüme ayrılarak bunların üzerleri kubbelerle örtülmüş, duvarlar bir sıra kesme taş, üç sıra tuğladan şeritler halinde örülmüştür. Camiyi diğer camilerden ayıran bir başka özelliği ise aşırı süslü olmamasıdır. Caminin içindeki minber görülmeye değerdir.  Caminin yanında bulunan medrese Sadrazam Semiz Ali Paşa’nın vakfıdır. Karşısındaki hazîrede ise hattat Mustafa Râkım Efendi’nin türbesi bulunmaktadır. Bir zamanlar semt halkına hizmet veren hamam ise bugün maalesef bulunmamaktadır.