Alay köşkünden müze kütüphaneye

 

Fahri Sarrafoğlu

İstanbul kütüphaneleri içerisinde çok özel bir yeri olan Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesi, geçmişle geleceği birbirine bağlıyor. Kütüphanede hem dinleniyor, hem dinlenirken kitap okuyabiliyor hem de tarihi güzellikleri seyredebiliyorsunuz. Gülhane Parkı’nın muhteşem güzelliği içerisinde kitap okumak hiç bu kadar güzel olmamıştı… Peki, bu tarihi binanın bazı sırları var:
-İlk kim yaptırdı?
-Neden Padişahlar buraya gelirlerdi?
-Ve burada idam edilen devlet adamı kimdi?
İşte bu soruların cevapları şu şekilde:

FATİH SULTAN MEHMET’TEN HATIRA
Alay Köşkü,  Bâb-ı Âli’nin karşısında, Gülhane Parkı’nın hemen girişinde, Topkapı Sarayı surlarının Alemdar Caddesi’ne bakan burçlarının üstünde yer almaktadır. Geçmişte köşkün şu andaki yerinde, Fatih Sultan Mehmet zamanında yapıldığı düşünülen aynı isimli ahşap bir köşk bulunduğu bilinmektedir. Köşkün pencere kemerlerinde bulunan tunç harfler ile yazılmış manzum kitabesinden mevcut köşkün, eski köşkün konumuna göre daha yüksek bir şekilde 1819 yılında Sultan II. Mahmut döneminde yaptırıldığı anlaşılmaktadır.

PADİŞAHLAR ASKERİN GEÇİŞİNİ BURADAN İZLİYORDU
Alay Köşkü eğer padişahlar ordu ile birlikte sefere gitmeyecekse buraya gelir ve buradan orduyu sefere uğurlardı.  Bu nedenle köşkün bir diğer ismi de “Selam Köşkü ”dür. Ayrıca, şehrin esnaf ve tüccarlarının lonca alaylarını da padişah yine bu köşkten izlerdi. Lonca alaylarının sonuncusu 1769 yılında Sultan II. Mustafa zamanında yapılmıştır.

FARKLI BİR MİMARİSİ VAR: AHŞAP ÜZERİ MERMER
Alay Köşkü, ampir üslubu ile yapılmış üç katlı kâgir bir yapıdır. Mimari üslubu nedeniyle köşkün mimarının devrin gözde mimarlarını yetiştiren Balyan ailesinden Kirkor Amira Balyan tarafından yapıldığı düşünülmektedir. Köşkün ahşap olan dış cephesi mermer ile kaplanmıştır. Gülhane Parkı’na bakan iki kanatlı iki kapısı ile on dört adet penceresi bulunmaktadır. Köşkün pencere kemerleri, Hattat İzzet Molla tarafından yazılan yazılar ile pencereler ise demir parmaklıklarla süslüdür. Yapının üstünü örten kurşun kaplı külahın altında yer alan kubbenin içinde ve sofanın tavanında zengin kalem işi süslememeler bulunmaktadır.

KÖŞKÜN ÖNÜNDE YAPILAN İDAM
Alay Köşkü Osmanlı tarihindeki bir takım önemli olaylara da sahne olmuştur. Sultan IV. Mehmet döneminde, Halep valisi Vezir Haseki Mehmet Paşa yolsuzluk yaptığı iddiası ile İstanbul’a getirilerek, köşkün önünde divan kâtibi ve kethüdası ile birlikte idam edilmiştir. Alay Köşkü’nün yer aldığı bir diğer önemli tarihi olay ise Vakay-i Vakvakiye (Çınar Olayı)’dir.

PADİŞAH İSYANCILARLA BURADA GÖRÜŞÜYOR
Girit kuşatmasını izleyen süreçte, maaşlarını alamadıkları ve paranın tağşiş edilmesi (değerinin düşürülmesi) ile zor duruma düştükleri iddiası ile yeniçeriler tarafından başlatılan isyan sonucu henüz on beş yaşında olan Sultan IV. Mehmet, isyancılar tarafından bir ayak divanına mecbur bırakılmıştır. İsyancıları Alay Köşkü’nde kabul eden padişah, isteklerinin ne olduğunu sorduğunda el kaldırarak söz alan Mehmet Ağa, kendilerinin padişaha bağlı olduklarını ancak bir takım saray görevlilerinin kellelerini istediklerini söylemiştir.  Sultan IV. Mehmet isyancıları taleplerinden vazgeçirmeye çalışmışsa da başarılı olamamıştır. Bunun üzerine, padişahın emri ile aralarında Kızlarağası Behram Ağa, Kapuağası Ahmet ve İbrahim Ağaların da bulunduğu yaklaşık otuz kişinin cesedi isyancılara teslim edilmiştir. Cesetler, isyancılar tarafından At Meydanı’na götürülerek bir çınar ağacına asılmıştır. Bu ağacın, cehennemde bulunduğuna inanılan ve meyveleri insan kafası şeklinde olan Vakvak Ağacı’na benzetilmesi nedeniyle, olay Vakay-i Vakvakiye olarak adlandırılmıştır.

VE SON OLAY: PATLAMA İLE KÖŞK ZARAR GÖRÜYOR
Alay Köşkü’nü etkileyen bir başka olay ise; 1808 yılında Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa döneminde çıkan bir yeniçeri ayaklanmasında teslim olmayı reddeden Alemdar Mustafa Paşa’nın konağını havaya uçurarak kendisi ile birlikte yüzlerce yeniçeriyi öldürdüğü patlamadır. Bu patlamanın etkisiyle Alay Köşkü de zarar görmüştür.

TELGRAFHANE OLARAK KULLANILIYOR
Yenileşme ve değişim hareketleri ile birlikte Dolmabahçe Sarayı’nın yapılması sonucunda, Alay Köşkü de geçit törenlerindeki yerini Dolmabahçe Sarayı içerisinde yer alan Pembe Köşk’e bırakmıştır. 1855’te İsviçreli mimar Fossati kardeşlerin projesi üzerine, Telgrafhane-i Amire binası ile birlikte Alay Köşkü de bir dönem telgrafhane nazırının makamı olarak kullanılmıştır. Telgrafhanenin buradan taşınması ve surun dibine yapılan binanın yıkılmasının ardından köşk uzun süre atıl bir durumda kalmış ve kullanılmamıştır.

NİHAYET KÜTÜPHANE OLUYOR
Cumhuriyet’in ilk yıllarında Güzel Sanatlar Birliği’ne tahsis edilen köşk, 1938’de Topkapı Sarayı Müdürlüğü’ne bağlanmış ve kapsamlı bir tadilattan geçirilmiştir. 1959-60 yıllarında tekrar bir tadilat geçiren köşke sonradan eklenen ahşap katlar ve bölmeler kaldırılmıştır. Alay Köşkü, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından, 12 Kasım 2011 tarihinde Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müzesi ve Kütüphanesi olarak tekrar hizmete açılmıştır. Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesi 12 Kasım 2011 yılında açıldı. Kütüphanede 1000’i aşkın yazar, 9000 kitap mevcuttur. Kütüphane’de zaman zaman çeşitli etkinlikler yapılmaktadır.

Kütüphane ile ilgili detaylı bilgi için: http://www.istanbulkulturturizm.gov.tr/TR,178940/ahmet-hamdi-tanpinar-edebiyat-muze-kutuphanesi.html

Kaynak: http://www.kalinti-istanbul.com/item/alay-kosku/